Ana Sayfa Yazarlar 22.02.2023 774 Görüntüleme

Göğüs Hastalıkları Uzman Doktor

DEPREMDE ASBEST TEHLİKESİ

Değerli okuyucularım ; 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen deprem felaketinde 21 Şubat tarihli resmi verilere göre can kaybımız 42.310’a ulaştı. Arama kurtarma faaliyetleri sonlandırıldı. Yangından mal kaçırır gibi enkaz kaldırma çalışmalarına geçildi. Korkarım enkazlardan çıkan cenazelerle birlikte can kaybı 100.000’i geçecek. Enkaz kaldırma çalışmaları esnasında hem bu sektörde çalışanlar hem de o bölgedeki depremzedeler için bir sağlık riskine dikkat çekmek istiyorum. Ağustos 2022’de İzmir Aliağa’da sökülmek üzere Brezilya kökenli Nae Sao Paulo isimli asbest yüklü gemi ile ilgili yaşananları hatırlayacaksınız. O dönemde ben de “Apoptozis (Planlı Hücre Ölümü) “ isimli bir yazı yazmış, asbest ve kanser ilişkisine dikkat çekmiştim. 15.02.2023 tarihinde benim de meslek örgütüm olan Türk Toraks Derneği Mesleksel Akciğer Hastalıkları Çalışma Grubu bir basın bildirisi paylaştı. Ona kısaca bir göz atalım. “14.02.2023 tarihi itibarı ile deprem bölgesinde yıkılan binaların çoğunluğunun 1999 öncesinde yapıldığı açıklanmıştır. Binalarda asbest kullanımı konusunda dönüm noktası 2005 yılı ve sonrası olmuştur. 1 Ocak 2005 ve sonrasında Avrupa Birliği üye ülkelerinde asbest üretim ve kullanımı yasaklanmış, 2010 yılındaki bir yönetmelik ile ülkemizde de beyaz asbest üretimi, kullanımı ve satışı yasaklanmıştır. Haliyle eski binaların yapımı sırasında kullanılan beton ve çimento gibi inşaat malzemesi içeriğinde asbest bulunmaktadır. Yeni binalar için ise binanın birçok bölümünde yalıtım, ısıtma ve soğutma sistemleri, izolasyon ve kaplama malzemeleri, yalıtım malzemeleri ve kiremitler gibi asbest içeren ürün ve malzemeler bulunabilmektedir.

Ek olarak deprem bölgesinde özellikle de kırsal kesimdeki evlerde asbest kullanımı vardır. Türkiye Asbest Yatakları Haritasına göre depremden etkilenen bölge ülkemizde çevresel asbestin yoğun olduğu alanlar arasındadır. Dolayısıyla deprem bölgesinde “asbest maruziyeti riski” önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Gerek arama kurtarma faaliyetleri sırasında, gerekse hasarlı bina yıkımı ve enkaz kaldırılması esnasında asbest maruziyeti akıldan çıkarılmamalıdır. Hem deprem bölgesindeki vatandaşlarımız, hem de arama kurtarma yıkım ve enkaz kaldırma faaliyetlerinde görev alanlar asbest maruziyeti bakımından risk altındadır. Asbest maruziyeti ise kansere neden olmaktadır. Asbeste bağlı etkiler uzun yıllar sonrasında görülebilmektedir. Aksi gösterilmediği sürece enkaz ortamında asbest “VAR” kabul edilmelidir. Enkaz alanına ulaşım sınırlandırılmalı, bu sayede maruziyet riski de azaltılmalıdır. Enkaz alanında çalışanlar ve bölgede yaşayanlar asbest riski ve alınması gereken tedbirler konusunda bilgilendirilmeli; çalışma süresince mümkünse uygun filtreli tam yüz maskesi, eldiven, tulum ve göz koruyucu gibi kişisel koruyucu ekipmanları kullanılmalıdır. Duş imkanı ve uygun temizlik ortamı sağlanmalıdır. Enkaz alanında asbest sökümü uzmanları görevlendirilmelidir. Deprem bölgesinde yaşayanlar ve deprem alanında görev yapanlar uzun vadeli sağlık izlemine alınarak olası asbest etkileri takip edilmelidir. “ Televizyondan izlediğimiz görüntüler ne yazık ki bunların hiçbirine uyulmadığını düşündürmektedir. Korkum aynı bölgede bir süre sonra birde kanser felaketinin gelişmesidir.

Bu konuda kamuoyu oluşturmak gerekir diye düşünüyorum. Saygılarımla.

Yorumlar

Yorumlar (1 Yorum)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

İlginizi çekebilir

MUTEBER

MUTEBER

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil