Anayasamıza göre, Türkiye Cumhuriyeti bir sosyal devlettir. Sosyal devlet; vatandaşların refah durumunu gözeten, halkına asgari bir yaşam düzeyi sağlamakla görevli devlet olarak tanımlanır.
Sosyal devlet, anayasamızın 2. ve 60’ıncı maddelerinde de tanımlanmıştır. Sosyal hukuk devleti güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani, sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir. Ülkelerin sosyal devlet olabilmesi için bazı özelliklerinin bulunması gerekir. Sosyal devlette fırsat eşitliği ön plandadır. Ayrıca sosyal devlette halka eşit gelir dağılımı ve asgari yaşam şartları sunulur.
● Sosyal devlette fırsat eşitliği ön plandadır! Öyle mi acaba? Buyrun bakalım; Seçim öncesi, işe alımlarda mülakat kaldırılacak sözü verilmişti. Ne oldu kaldırıldı mı? Daha 2 gün önce, CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’in TBMM gündemine taşıdığı iddialar basına da yansıdı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavında 90 ve üzeri puanı alan adaylar mülakatla elenmiş. Ayrıca, Personel Daire Başkanı, eşini hülle yoluyla şube müdürü yapmış. Tabii ki bunlar vekilinin iddiaları. Fakat buna benzer haberler sık sık basında yer alıyor. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz demişler. Liyatin gözetilmediği yerde kul hakkı vardır. En büyük günahlardan biri de budur.
● Peki, halka eşit gelir dağılımı ve asgari yaşam şartlarının sağlanması konusunda ne durumdayız? Ücretlere yapılan son zamlardan sonra, eşit gelir dağılımından söz edebilir miyiz? Memurlara yüzde 17,55 oranında enflasyon farkı zammı ve bunun üzerinde 8077 lira seyyanen zam verildi. En düşük memur maaşı 22 bin 17 TL oldu. Emekli aylıklarına ise sadece yüzde 25 oranında zam yapıldı. Emekli seyyanen artış alamadı. Temmuz artış oranı çalışanlarda, bu şekliyle beraber toplam yüzde 86’yı buldu. 2023 yılı kümülatif artış oranına bakıldığında toplamda yüzde 142 gibi bir artış sağlanmış oldu Ortalama bir memur maaşı, 2022 yılının Aralık ayında 10 bin 932 lirayken 2023 Temmuz ayında 25 bin 15 liraya yükseldi. Buna karşılık emekliye verilen zam sadece yüzde 25 Emekliler ve çalışanlar arasındaki ücret dengesizliği bu defa emekliler aleyhinde daha da büyüdü. Memura verdiğinin dörtte birini emekliye veriyorsun. Bir de bunu, üstelik zaten düşük olan ücretinin üzerine veriyorsun. Böyle bir adaletsizlik, böyle bir vicdansızlık olabilir mi? Nerede kaldı sosyal devlet, nerede adalet, hakkaniyet? Emekli de bu ülkenin vatandaşı Çocuk okutan, kirada oturan emekliler var. 7500 ₺ ile ayakta kalabilir mi bu insanlar?
EMEKLİ ÖLMEDEN MEZARA KONMUŞTUR!
Aşağıdaki tablonun ressamı gelmiş geçmiş tüm hükümetler dir ! Oy uğruna izledikleri. Popülist politikalar ülkeyi bu duruma getirmiştir. Son EYT kanunu da bunun en çarpıcı örneğidir. Emeklilerimizin sayısı 100 ülkenin nüfusundan fazla. EYT ile birlikte sayı 16 milyona dayandı. Sürdürülebilir sosyal güvenlik sistemi için ideal aktif / pasif oranının 4 olması gerekiyor. Yani 1 emekliye karşılık 4 aktif sigortalı çalışan olmalı ki, çark dönsün. Bizde bu oran 2 bile değil, 1.3 ‘e kadar düştü. Fabrikalarımız, sanayi tesislerimiz, üretimimiz yetersiz olduğu için çalışan sayımızı bir türlü istenilen seviyeye ulaştıramıyoruz. Fakat emekli sayımızı artırma konusunda başarılıyız. Bu tablonun sorumlusu emekliler değildir. Geleceği düşünmeyen, vizyonsuz, sorumsuz yöneticilerdir. Ne yazık ki, fatura her zaman olduğu gibi yine emeklilere kesilmiştir.
Bu vahim tablodan çıkmanın tek bir yolu var. Üretim ekonomisine dönmek, istihdamı artırmak…
İlyas Erbay
ilyas.erbay@gmail.com