DOLAR
Alış: 34.44
Satış: 34.57
EURO
Alış: 35.95
Satış: 36.10
GBP
Alış: 43.12
Satış: 43.44
Bilgiye İlgi Toplumu İleri Taşır
İnsan topluluklarının ilerlemesi onların bilimsel bilgiye olan ilgi düzeyleri ile eş orantılıdır. Dünyamızda çağdaş uygarlıklar kuran, belli dönemlerde insanlığın kültür, ekonomi ve felsefi merkezleri halini alan toplumlara baktığımızda onların bilimlere, sanata, kültürel olan her şeye verdikleri önemle karşılaşırız.
Bilgiye ilgi eksikliği içinde olan toplumlar geri kalmaya mahkumdurlar. Bunların ilerleyişleri elbette dünyadaki genel gelişmenin etkisiyle az-buçuk olur ancak bu ilerleyiş çok ağır ve düşe kalka olur. Diğer bir ifadeyle bilgiye mesafeli olan topluluklar kaplumbağa hızı ile ileri doğru giderler ve çoğu zaman da yerinde sayarlar.
Hızlı ilerlemek, hayatın her alanında ileri atılımlar yapmak bilimsel bilgiyi merkeze alan her türlü kültürel, bilimsel ve sanatsal, felsefi çabalara yoğun ilgi içinde olmaktan geçer. Bilgiyi esas ve merkez almayan toplumların yolculuğu gecenin karanlığında yol almaya çalışan bir yolcu gibidir. Ağır aksaktır. Düşe kalkadır. Çok yavaş hata zaman zaman aynı yerde dönüp dolanmak olarak gerçekleşir. Oysa ki karanlıkta yol almak bir fener ışığında yapıldığında işler bambaşka olur. Fener rolü toplumlar için bilgide ifadesini bulur.
Özcesi hızlı yol almak, ileri doğru atılımlar yapmak, toplumsal zenginleşme, mutluluk ve refahın oluşması bilgi feneri olmadan olabilecek bir şey değildir. Peki biz ne durumdayız? Bilgiye ne denli aşığız? Bilgi fenerine sıkıca sarılıyor muyuz? Onun öneminin farkında mıyız? Geçen hafta içinde yazar- öğrenci- gençlik buluşma projesi kapsamında bir mesleki- teknik lisede dört yazar arkadaş öğrencilerle bir buluşma gerçekleştirdik. Her yazar arkadaş belirlediği konu üzerine sunum yaptı ve söyleşiyi zenginleştirmeye çalıştı. Ne var ki konferans salonunda bulunan yüz elli kadar öğrenci gençlikte bir heyecan, bir coşkunun olmadığı çok belirgin olarak ortaya çıktı.
Özetlersek ; yazar arkadaşlar sunumlarının sonunda “sorularınız varsa, sorun yanıtlayalım” dediği halde hiç bir gencimiz soru sormadı. Salonda bulunan öğrencilerin hiç birinin elinde kalem kağıt yoktu. Not alma, soru sorma gibi bir düşüncelerinin olmadığı anlaşılıyordu. Koltuklarına bir rehavet içinde gömülmeleri, yarı uyur durumda dinlemeleri ve yer yer de kendi aralarında konuşmaları bilgiye olan ilgilerini de ele veren bir durumdu. Bir yazar arkadaşın mitoloji üzerine yaptığı sunumda ” mitoloji nedir” sorusunu salona yöneltmesi ve “tanımlayacak arkadaş var mı?” diye sorması karşısında hiç bir ellin kalkmaması da durumun vahametini anlatır gibiydi. Hiç bir öğrencinin mitoloji nedir sorusuna ya cevabı yoktu, yada söz alıp cevaplayacak medeni cesareti gösteremiyordu.
Bir ara yazar arkadaşın kendi aralarında ikili konuşan öğrencilere yaklaşarak “okumayı seviyor musunuz? mesela en son hangi kitabı okudunuz ? ” sorusuna “ben kitap hiç okumam ” cevabını alması düşündürücüydü. Başka bir öğrenciye aynı soru sorulduğunda aynı cevabın verilmesi daha da soğuk duş etkisi yapmış oldu. Üçüncü bir öğrenciye sorulduğunda ” ben aşk Kitabı olsa okurum” demesi de dikkat çekiciydi Ezcümle ; Toplum bilim öğrencisi olarak salondaki genç topluluğun bu durumunu değerlendirdiğimde geleceğe yürüyüşte toplum olarak hızımızın düşük olacağını söylemek durumundayım.
Bilgiye bu denli mesafeli bir gençliği olan toplum hızlı yol alamaz ve ileri atılımlar yapamaz. Zira atılımlar ; başta merak etme ile başlar. Çaba ve emek ile buluşlar, icat ve keşiflerle olabilecek bir şeydir ve bunlar da bilgi ve ilgi olmadan asla olmazlar. Toplumumuza, özellikle de gençliğimize okumaya, bilgiye olan ilgilerini artırmayı öneriyorum. Bilgi- fener olmadan karanlıkta hızlı yol almamız mümkün değildir. Bir dahaki yazıda buluşmak dileğiyle.
Doğan Karaağaç
24 Ekim 2024
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Benzer Yazılar
-
BİR KUŞADASI MASALI
-
YARDIM KAMPANYALARI NASIL OLMALI
-
KLİMA KULLANMAK ARTIK ÇOK ZOR !
-
İYİ PARTİ’DE FRENLER TUTMUYOR
-
ÇOCUK HAKLARI GÜNÜNDE GERÇEKLER
-
İYİ PARTİ NASIL KURTULUR
-
AİLE HEKİMLERİMİZE SABIR VE KOLAYLIKLAR DİLİYORUM !
-
KUŞADASI CHP’NİN ALTYAPISI
-
ORTAKLAŞA ÇALIŞMA YENİ PROJELER
-
SİZDE HİÇ VİCDAN YOK MU ?
-
SELÇUK VE KUŞADASI GERÇEĞİ
-
Doyumsuz İnsan Doğası Canlı Yaşamın sonunu Getirebilir