CHP Aydın Milletvekili ve Adalet Komisyonu üyesi Süleyman Bülbül Didim’deki Manastır Koyu olarak bilinen ve özelleştirme kapsamında olan mevkide 700 dekar alanla ilgili “Bu defa kime peşkeş çekeceksiniz?” diyerek tepki gösterdi. Konuyu Meclis’e de taşıyan Bülbül, “Bu kararlar hukuka şeklen bile uygun değil. Ama daha da önemlisi bu kararların kim için ve ne için alındığıdır” dedi.

Bülbül, 3771 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ve Özelleştirme İdaresinin işlemi uyarınca Didim’de Çamlık mahallesinde yer alan TEDAŞ, TEİAŞ, EÜAŞ ve Maliye Hazinesi adına kayıtlı parsellerde otel alanı, günübirlik tesis alanı, cami alanı, ticaret alanı, park alanı ve kültürel tesis alanı hakkında kullanım kararları getirildiğini, imar planlarında değişiklikler yapıldığını söyledi. Parsellere ne kadar büyüklükte inşaat yapılabileceğini belirleyen emsal değerlerin kararla birlikte 5 kat arttırıldığına dikkat çeken Bülbül, “Yapılan bu değişiklik diğer imar planlarıyla uyumlu olmaması nedeniyle hukuka aykırılık teşkil ediyor” dedi.

MEVCUT ALAN TARLA STATÜSÜNDE

CHP’li Bülbül konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:

“İmar planları yapılırken dikkat edilmesi gereken esaslardan biri de planların bütünlük arz etmesidir. Cumhurbaşkanı kararı ile üç ayrı planda değişikliğe gidilmiş. Ancak daha büyük ölçekli planlara bakıldığında ciddi çelişkiler mevcut. AKP iktidarı planlarda uyumsuzluk yaratmayı kendine alışkanlık edindi. Kıyıların korunması, doğallıklarının bozulmaması gerekirken değişiklikle bahsi geçen parsellerde inşaat hakkı beş kat arttırıldı. Mevcut alan çalılık ve tarla statüsünde. Değişiklik öncesinde izinler tarımsal dokuyu koruyan bağ-bahçe nizamındayken burası kentsel bir alana dönüşecek ve alana villalar, yazlıklar yapılacak.”

BU ARAZİLER KİMLERE SATILACAK

Bülbül bir diğer yandan verilen kararın Türkiye’deki merkezileşmenin nasıl işlediğini gösterdiğini ifade ederek “Konunun hukuka aykırı yanı bir kenara, asıl üzerinde durulması gereken Cumhurbaşkanı bir ilin belki de hiç gitmediği bir ilçesinde bulunan herhangi bir kıyısının nasıl kullanılabileceğine dair karar vermiş olmasıdır. Türkiye’de milyonlarca parsel var. Cumhurbaşkanı bu milyonlarca parselden istediği birkaç tanesi hakkında istediği tasarrufta bulunabiliyor. Parsel

bazında kararlar vererek yandaşlara peşkeş çekiyor. Kamu kaynaklarımız hiç uğruna kaybediliyor. Bu arazileri kim ne kadara satın alacak? Bunun hesabı verilmelidir” dedi.