Ana Sayfa Yazarlar 3.07.2023 550 Görüntüleme

Şair , Yazar

İlişki Diyalektiğinde Güvenin Yeri ve Önemi Üzerine

Sevgili okurlar bu yazımda sizlerle insanlar ve toplumlar arasında gelişen ilişkinin diyalektiği üzerine sohbet etmek istiyorum. İnsanlar, sosyal yada siyasal gruplar, toplumlar ve halklar, uluslar vb. arasında ilişkiler gelişir. Yaşam ilişkiler üzerinde şekillenir. Her ilişkinin üzerinde oluştuğu bir tarihçesi vardır. Ve aynı zamanda her ilişki bir ihtiyacın üzerinde ve bir ihtiyaca binaen var olur. Bir ihtiyaç olmaksızın bir ilişkinin var olması düşünülemez. Bütün ilişkiler ( arkadaşlık, dostluk, komşuluk, ticari, sınıfsal, ulusal, devletler, cinsler vb. arasındaki ilişkiler ) belli bir ihtiyaca binaen ve belli bir emek sonucunda oluşur ve güvenle pekişerek gerçek değerli bir ilişki halini alır.

Sevgili okurlar her ilişkinin merkezi üssü, nebulası GÜVEN’dir. Tabi ki güvenin oluşması ilişkinin başlangıcından itibaren sarf edilen emek, özveri, fedakarlık, doğruluk, dürüstlük, özgecilik, cesaret, çaba vb. sayesindedir. Demek ki bir ilişkinin güven dediğimiz ana sütuna kavuşması öyle birden bire ve kendiliğinden olabilen bir şey değildir. Kadın- erkek ilişkileri de dahil olmak üzere bütün ilişkiler güven dediğimiz ana sütun sağlam durduğu sürece var olabilir. Bütün duygular ve algılar, ( inanmak, sevmek, saygı, ilgi, aşk, heyecan, umut vb. pozitif ne kadar duygu ve düşünce varsa ilişki bağlamında ) hepsi güven dediğimiz çekirdegin etrafında vücut bulur ve onun varlığı sayesinde güçlenir, insan veya toplulukların yaşamını güzelleştirip anlam katar.

Sevgili okurlar bütün ilişkiler GÜVEN sarsıldığında deprem yaşarlar. Güvenin sarsılması bütün duygu ve algıların düşüncelerin ağır ve ölümcül yara almasına yol açar. İlişkilerde çekirdek ve ana merkez olan güvenin etrafında oluşmuş algı ve duygular yerini karşıtlarına bırakır. Güvenin yerini şüphecilik almaya başlar. Ki bu sanrılara, vesveselere, zannetmelere, kuşkulara götürür. Artık ne ilgi kalır ne saygı. Pozitif olan ne varsa ilişkide hepsi değişime uğrar ve zıttına dönüşür. Sevginin yerini nefret, kin ve öfke alır. Bu intikam alma arzularının gelişmesine ve düşmanca hislere ve konumlanmaya kadar götürür. Bu durum artık ilişkinin ölüm sürecine girdiği ve öleceği anlamına gelir. Bütün ilgi ve algılar, duygular, sevgiler, saygılar vb. güvende yaşanan depremin dibinde kalır ve birer enkaza dönüşürler. Enkaz halini almış bir ilişkinin verdiği acıyı tarif etmek güç bir iştir. Hiç bir acıya benzemez. Ancak ne var ki ilişkinin diyalektiği böyle bir diyalektiktir. Cinsler arasında bitmez gibi görünen aşkları bitiren de, ticari ortaklıklar arasında iflasa götüren de, toplumlar ve uluslar arasında nefrete ve hatta savaşlara yol açan da ilişkide oluşan güven yitimidir. Çünkü ilişkinin ana sütunu yıkılmıştır ve bu sütuna dayanarak oluşan her bir duygu ve algı yıkılan enkazın altında kalmış ve can çekişme sürecine girmiştir.

Bütün ilişkilerimizde güveni ve güvenirliğimizi sağlam kılma ve pek tutma dileğiyle..

Yeni yazılarda buluşmak üzere.

Doğan Karaağaç

30 Haziran 2023

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil