Ana Sayfa Yazarlar 26.12.2023 293 Görüntüleme

Şair , Yazar

Küreselleşen Dünya ve insanlık

Sevgili okurlar bu günkü yazımda sizlerle nicelik ve nitelik olarak gittikçe çoğalan türümüzün ortaklaşan sorunları üzerine sohbet etmek istiyorum. Çok sayıda küçük grup ve kültürler oluşturarak yaşam yolculuğuna başlayan türümüz ticareti geliştirmesi, imparatorluklar kurma becerisini göstermesi ve tek tanrılı dinleri geliştirmesi ve bilginin dolaşımının kolaylaşması sayesinde gittikçe az sayıda kollektif kültürlere evrilerek bu günlere gelmiş bulunuyor.

Avcı toplayıcı dönemdeki az olan dünya nüfusuna göre var olan binlerce farklı topluluk ve kültürden günümüzdeki toplamda iki yüz dolayında devlete evrilmesi on bin yılı aşkın sürecin ürünü ve sonucudur. Para ( ticaret),tek tanrılı dinler ve büyük imparatorluklar, bilimlerin gelişimi ve bilginin dolaşımı insanlığın gittikçe tek bir kollektif uygarlığa doğru dönüşümüne yol açarken sorunlarda da bir ortaklaşmaya insanlığı mecbur etmiştir. Uluslar arasındaki iç içe geçen çıkar ilişkileri, sermayenin serbest dolaşımının ekonomileri bir birine bağlı hale getirmesi, kurulan askeri paktlar ve sınır dışı yatırımlar, dış ve iç sermayelerin kurduğu ortaklıklar bağımsız ulusal pazarları ortadan kaldırmıştır. Rahatlıkla söyleyebiliriz ki dünyamızda iki yüzü bulan irili ufaklı devletler olmasına rağmen bağımsız hiç bir devlet yoktur. Bu şu anlama gelir; hiç bir devlet ve ulusun kaderi artık özgün ve bağımsız değildir. Mesela küresel ısınma insanlığın güncel temel sorunudur

. Gezegenimizin ısınması, ekolojik bozulma ve çevre krizi, buzulların erimesi ve atmosferin kirlenerek bileşiminin bozulması ve biyoçeşitliliğin yaşamını tehdit etmesi sorunu tek başına bir ulusun sorunu olmadığı gibi tek başına hiç bir devlet ve ulus da bu sorunun üstesinden gelemez. Ve bu durum her kesi tehdit eden küresel bir sorundur. Aynı şekilde farklı toplumların kurduğu devlet ve düzenlerin birbiri ile rekabetinin ve yayılmacı emellerinin sonucu olarak ortaya çıkan nükleer silahların , biyolojik ve kimyasal silahların varlığının oluşturduğu tehdit yine tüm insanlığın ortak bir sorunudur ve herkes bu silahların kullanılması tehlikesi ve tehdidi ile karşı karşıyadır. Ve bu sorunun çözümü ve bu tehdidin ortadan kalkmasının üstesinden hiç bir ulus ve devlet tek başına gelemez. Ortak ve kollektif bir çaba olmaksızın bu sorun çözülemez ve ortadan kaldırılamaz.

Öte yandan katlanarak büyüyen dünya nüfusu ve bu nüfusun ihtiyaçlarının karşılanması için devletlerin sürekli ekonomik büyümeye duyduğu ihtiyaç ve bu ihtiyacı karşılamak için içine girilen teknolojik yarış ve üretimi artırma çabalarının yarattığı dünyayı kirleten ve yaşamı doğrudan tehdit eden sonuçları vb. sorunlar insanlığın geleceğini- kaderini ortak hale getirmiştir. Son olarak genetik- biyomühendislik alanındaki yürüyüş ve yapay zeka alanındaki teknolojilerin gelişimi türümüzü daha büyük bir tehlike ve tehdit ile karşı karşıya getirmiş bulunuyor. Sevgili okurlar dikkat edilirse hiç bir ulus ve hiç bir birey bu sorunların yaratığı tehdidin kapsam alanı dışında değildir.

Yani hiç bir ulus ve birey bunlar beni ilgilendirmez diyemez. Çünkü bu sorunların muhatabı tüm insanlığın yaşamı ile doğrudan alakalıdır. Bu sorunlar herkes için ve tüm dünya uygarlığı için hayat- memat meselesidir. İnsan soyu ekonomide, bilimde, teknolojide, iletişim ve ulaşımda ilerledikçe iç içe geçiş te o oranda artmakta, insanlığın sorunlarının örüntüsü daha da sıkılaşmaktadır.

Pekinde ortaya çıkan bir virüs tüm insanlığı ev yaşamına zorlamakta, New York borsasındaki bir dalgalanma tüm dünyada anında etki ve tepkiye yol açmakta, bir emperyal gücün nükleer silah kullanma tehdidi tüm insanlığı tedirgin ederken ekonomik ve sosyal yaşamını da değişime uğratmakta ve demoralize etmektedir. Hiç bir ülke ve devlet bağımsız değildir derken hayali bir şeyden söz etmiyoruz. Tamamen nesnel ve somut bir olgudan söz ediyoruz.

Sevgili okurlar türümüzün yaşam güvenliği ve geleceğe ilişkin yaşam garantisi hiç bir zaman bu denli tehdit ve tehlike ile karşılaşmış değildir. Avcı toplayıcı dönemdeki insanlık ya da tarım dönemi insanlığı günümüz insanlığı ile karşılaştırılıp bir mukayeseye gidildiğinde günümüz insanlığının gelecek konusunda daha çok şansız olduğu apaçık söylenebilir. İnsanlığı tehdit eden sorunların çözümü insanlığın sorunlarının bilincinde olan iktidarların tüm dünyada oluşması ile mümkün olabilir ancak. Ne yazık ki bu seçenek ufukta bile pek görünmemektedir. Bir dahaki yazıda buluşmak dileğiyle.

Doğan Karaağaç

26. 12.2023

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

İlginizi çekebilir

BELLİ BAŞLI SORULAR

BELLİ BAŞLI SORULAR

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil