Kuşadası’nın 1990’lı yıllarını bilenler bilir.
Turizmin patladığı, otellerin hınca hınç dolduğu yıllardı.
Körfez savaşı ile birlikte bir süreliğine kesintiye uğrasa da, turizm, en canlı yıllarını yaşıyordu.
Altyapı yetersizdi. Su ve kanalizasyon hizmetleri aksıyordu.
Evlerimize devasa su depoları yaptırıyor ve depolara neredeyse servet denecek paralar harcıyorduk.
Dönemin Kuşadası Belediye Başkanı Engin Berberoğlu ile bir anımız var onu anlatmak istiyorum.
O dönemde de sık sık su kesintisi yaşanıyor ve ben de kesintileri haber yapıyordum.
24 Temmuz Basın Bayramı idi.
Engin Berberoğlu her basın bayramında gazetecileri kendi otelinde toplar ve yemek verirdi.
Başkanı sık sık yaptığım su kesintileri haberi rahatsız etmişti.
Bütün basın mensuplarının elini sıktı, benimle tokalaşmadı.
Çok da soğuk davrandı, kendince bana bir mesaj verdi.
Su kesintilerinin kendisine seçim kaybettireceğini, önlem alınması gerektiğini çok sonra anlamış olmalı.
Gerçekten de seçimi kaybetti ve bir daha da hiç seçim kazanamadı.
Su böyle bir şeydir, eğer gerekli önlemleri almazsanız, seçim kaybettirebilir.
Engin Berberoğlu’na ; Altın Güvercin de, Kuşadası Gençlikspor da, Uydu Kent de seçim kazandırmaya yetmedi.
Susuz geçen yaz, sayın Berberoğlu’na seçim kaybettirdi.
Eğer mevcut yönetimler su ile ilgili gerekli önlemleri almazsa makus kaderi yaşayabilirler.
Susuz kalmak, yolsuz kalmaya benzemez.
Susuz kalmak, evdeki kadının hışmına uğrar.
Bulaşığını, çamaşırını yıkayamayan kadın sandığa yumruğunu vurur.
BUGÜNKÜ ŞARTLAR
Bugünkü koşullara bakacak olursak, pandemi döneminde yaşıyoruz..
Önemli bir sağlık sorunu var, elini yıkayamayan bir halk ne yapar?
Belki şu an susar ama diğer yandan düşünür yine de.
Susuz da kalmayalım, suskun da olmayalım.