Ana Sayfa Yazarlar 9.06.2023 429 Görüntüleme

1985 yılında Hacettepe Üniversitesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Lisans, 1989 yılı Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Lisans mezunu. Konya, Hakkari, Safranbolu Devlet Hastanelerinde Diyetisyen olarak çalışıp, 2005 yılında emekli oldu.

HAYHAŞAM

Dün gece hatırı sayılır bir hayhaşam oldu. Rüzgarı eksikti sadece. Birkaç kere bir yerlere yıldırım da düşmüş olabilir, fena gümbürdedi, hatta arabaların alarmları bile ötmeye başladı, ama güzel yağdı yağmur. Hayhaşam sonrası gün ise, işte böyle parlak ve ışıl ışıl oluyor.

Şimdiğe değin, bu kelimeyi benden başka kullananla karşılaşmadım.. Tabii eğer Kastamonulu değilseniz. Bu sözcük bana çok da sevimli gelir. Yaşanan bu azametli hava olayını tam olarak ifade edebiliyor. Vardır böyle güzel kelimeler Kastamonu’luların ağzında. Kastamonunun Araç ilçesinin İksife köyündenim ben. İksife İkiz efe demek. Köyü ikiz efeler kurduğu için bu isim verilmiş, fakat 1960 lı yılların sonunda nedense bütün köylerin ismi değişti. Ben de hatırlıyorum, köye mektup gönderirken İksife yerine Özbel yazmaya başladık. Özelbel de güzel, anlamlı bir isim olmakla birlikte eski ismi tercih ederdim. Bence tekrar eski isimleri, köylere geri verilmeli. Verilmeli çünki hala ahali tarafından eskileri kullanılıyor. Sevip, benimsememiş insanlar bu yeni adları. Diğer bir köyünki, Sindere’den Dereçatı’ya dönüşmüş. Ona da hala Sindere deniliyor. Sinerek( ağır, aheste, gizli gibi ) akan deresi olan köy ! Ne kadar orjinal bir isim değil mi ? Türk halkının nüktedan ve zeki anlamlandırmaları ile konulan bu isimler, tepedeki bir veya birkaç insanın düşünüp taşınıp buldukları isimleri, her bakımdan solluyor ve sönük bırakıyorlar. Bu uygulamanın haklı bir çıkış noktası varmıştır eminim, fakat genele yayılıp bütün köyleri kapsaması iyi olmamış. Bence eski olan uygulamalara çok çok gerekmedikçe dokunmamalı !

Söz gelimi; Kuşadasının eski pazar yerini arıyorum ben. Mahalle arasına yayılan pazarlarını özlüyorum. Açık havada gerçekleşen herşey benim için daha makbuldür. Beton bir bina içindeki pazar beni açmıyor. Katlı otopark misali. Üstelik yaz mevsiminde de hiç çekilir yanı olmuyor. Sıcak ve nemli havada beden fenalık geçirecek sanki. İnsanların alıştığı ortamları değiştirirken, bin düşünüp bir hareket etmeli öyle değil mi ? Bunlar benim fikirlerim olmakla birlikte, bir de gerçekler var hayatta. Hızlı büyüyen şehirlerin ihtiyaçları, böyle zorunluluklar doğuruyor muhtemelen. Sahil sitelerindeki yürüyüş yolu düzenlemesine ise bayıldım diyebilirim. Sade ben değil kızım da bayıldı. Sahil kenarında, bu kadar uzun bir yürüyüş yolunun, bu kadar düzgün olarak yapılması, Kuşadasına çok güzel bir hava vermiş. Kuşadası’nın upuzun sahilinin varlığı, önemli ve çok çok güzel bir özelliği, ve bu özelliği böylelikle layığı ile öne çıkarılmış olmuş. Aydınlatması ile, yorulunca oturup dinlenmek ve denizi seyretmek için yerleştirilen son derece yeterli düzeydeki bankları ile bir harika. Ne var ki trafik düzenlemeleri için yapılan değişiklikleri yadırgıyorum hala… Eski salı pazarı mahallesinde gerçekleştirilen alt geçitli tek yönlü daracık yolda, bir araba arızalanıp durursa diye ödü patlıyor insanın. Bu kadar dar bir yol yapmak nasıl planlanmış merak etmemek mümkün değil. Biraz hayhaşamlı bir yol olmuş bence, ya sizce ?!

Sevgilerimle

Dyt.Güner Erbay

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

İlginizi çekebilir

ESAT ALTUNGÜN VE MALUMUN İLAMI

ESAT ALTUNGÜN VE MALUMUN İLAMI

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil