Yaşadığımız topluma ait bilgi seviyesi ve bilgi edinme yetisi hakkında antik yüzyıla ait bir değerlendirme yapmak istiyorum.

Aristo nun “” Metafizik “” eserinde bilgi edinme konusu işlenir. Bilgi edinmenin iki yolu vardır. “”Tümevarım” ve ” Tümdengelim”. Gerçek bilgi “Tümdengelim” sonucu elde edilir. Aynı adlı eserde bilgi seviyeleri şu şekilde anlatılır. Aşağıdan yukarı sıralama ile :Duyu ile elde edilen en alt bilgi türüdür, yanlı ve yanıltıcı olabilir. Tecrübe, başkasına aktarılamayan tek bilgi türüdür, deneyim gerektirir. Sanat, uzmanlık ve çalışma ister. Bilgelik, nedenler ve ilkeleri konu alır. Episteme, ilkelerin kanıtı olan gerçek bilgidir. Akıl ise en üst sezgisel bilgi türüdür..

Gelelim günümüze.. 2013 e kadar ülkenin tüm değerleri planlı olarak satılmışken, zamları Tanrı nın yaptığı konuşulup, Müslümanlığın güncelleştirilmesi masadayken, Peygamberlere şirk koşulması bu kadar rahatken, dayanaksız vergiler ardı ardına omzumuza yüklenirken, bir parti partilikten çıkıp iş ve işçi bulma kurumuna dönüşmüş, ahlak ve etik bu kadar yerle yeksan olmuşken, hatta başkanlık sistemini bölücülük kabul ederek demeç verenler başkanlığa gelmişken evrensel bilgi ve idrak seviyelerini 2300 yıl sonra nasıl güncellemeliyiz acaba…

Bahsettiğim yozlaştırma çabasını tüm olarak göremiyorsa bir toplum., ekonomik ve inançsal acziyetin ahlakı da yerle bir edeceğini, her tehlikeye açık kıldığımı görmekten kaçıyorsa, duyuya ait bilgi 3 maymun sanatı altında saklıysa, uzmanlaşma için bilim ve çabadan vazgeçilip kısa yollara sapılmış ise, nedenler ve ilkeler unutuluyor her şey çıkar- liyakat lehine çalışıyorsa, güçlülüğün haklı olduğu erdemde akıl zaten biyad ile eş anlamlı kılınmış ise, geriye kalan son bilgi türü tecrübe asla imdada yetişmez. Çünkü aktarılamayan tecrübeyi kazanmak için her seferinde her yeni gelen aynı şeyi yaşamak zorundadır ve kişi, kurum iş yaptığını sanır. .

Başımızdaki asıl belanın bilgi edinme ve kavrama sorunu olduğunun farkında mıyız acaba ? Partilerde başarı ya da başarısızlık sonrası ilçe örgütlerinde seçimler ve değişiklikler her ne kadar başlasa da, hiç bir anlam taşımayabilir . Ama yine de oynamaya devam işte. Eski bir kural ” topun sahibi her zaman kadroda yer alır ” derken topun sahibinin kim olduğunu unutmuş bir millete dönüşüyorız. Topum sahibi eğitimli, aristokrat ve ülkesinin sahibi kişilerdir.. .Sorun oyunun kalitesinde ya da topun sahibinde değildir belki. Belki de sorun toptadır. …

12.08.2023