DOLAR
Alış: 34.08
Satış: 34.22
EURO
Alış: 37.62
Satış: 37.77
GBP
Alış: 44.68
Satış: 45.01
ALTIN KADINLAR
Üç mesai arkadaşı, içlerinden birisinin evinde, otuzüç sene sonra, kahvaltıda, burada, Kuşadasında buluşacaktı.Evvel zamanda, kaderin onları birbirlerinin hayatına dahil ettiği yer, şimdi oldukları yerden yüzlerce kilometre uzakta olan, Konya Devlet Hastanesiydi. Üçünün mesleği de birbirinden farklıydı; biri fizyoterapist, biri eczacı, birisi diyetisyendi ama aslında o gün orada olamayacak olan bir kişi daha vardı ki, o da eczacıydı. Hepsi hastanenin aynı katında çalıştıkları için, sık sık bir araya gelebiliyorlardı. Kadınların sohbeti koyu olur, hele ki kafa dengiyseler! Benzer kişisel özelliklere sahip olmaları, birlikte vakit geçirme arzusunu artıran bir sebepti kuşkusuz, fakat aralarındaki derin dostluğu açıklamakta yeterli miydi ?. Değildi elbet.
İçlerinde yaşça en küçük olan kendisiydi; birlikte çalıştıkları dört güzel yıl boyunca diğer üçü ona hep ablalık yapmış, onun yolunu aydınlatmışlardı. Arkadaşlardan biri diğerinin evine konuk gelmiş, şimdi onu da çağırıyorlardı. Kendisi bu süprizi hayal edip, günlerdir sessizce bekliyordu.. Beklemeyi ve sabretmeyi öğrendiğine dair inancı zaman zaman sarsılsa da, bu konuda fena sayılmadığının farkındaydı.. Şu günlerde telefonun çalacağından ve ikisini birden göreceğinden kuşkusu yoktu, böyle hissediyordu ! Kuşadası’ndan Safranbolu’ya dönmesine birkaç gün kalmıştı ama o biliyordu, buluşma anı gelmişti kulağı telefondaydı… Dördünün de, ayrı şehirlerde yaşıyor olması, birbirlerini unutmalarına sebep olamamış; gözlerden ırak olmaları, gönüllerinden uzaklaşmalarını sağlayamamıştı. O, bunca yıllar boyunca kızının rehabilitasyon tedavisi için fizyoterapist arkadaşı ile olan irtibatını sürdürmüş, bu vesileyle, diğerleriyle ilgili haberleri ondan alabilmişti. Arkadaşlarına olan özlemi, bunca senedir derin bir uykudayken, dün gelen telefonla uyanmış, yerini görüşecek olmanın heyecanına bırakmıştı. Birbirlerinin kalbinde dipdiri, aynı canlılıkta duruyorlardı. Halbuki hepsinin de hayat yolu, başka başka yönlerde seyrü sefer etmişti. Peki neydi onların arkadaşlığını zaman, mekan boyutundan bile, bağımsız kılan ?…Gece çat pat uyumuştu, şimdiyse tatlı bir heyecan dalgası tüm benliğini sarıyordu. Sabah yanlarına gittiğinde, her ikisini de yıllar evvelki duygu durumunda bulacağını, kaldıkları yerden, bunca sene araya girmemişçesine devam edeceklerini biliyordu, emindi ve emin olmak ne kadar da güzel bir duyguydu. Zaman aralarındaki samimiyeti zedeleyememişti. O, mesai ablalarından hayata dair çok şey öğrenmişti. Bir nevi hayat okulu olmuşlardı ona. İşle ilgili, insan ilişkileri ile ilgili, hatta ruhsal gelişim ile ilgili üstün tecrübelerini sakınmadan onunla paylaşmışlardı. Zaten her ikisi de hemen hemen her konuda çok becerikli ve hünerli insanlardı. Sohbet konuları genellikle sevgi ve insan ilişkileri üstüneydi fakat özel hayat düzeyinde konuşulmaz, genellemeler üstünden ilerlerdi konular. Hepsi de dürüstlüğü, iyi niyeti, çıkarsız samimiyeti kendilerine düstur edinmiş, küçük hesapları, arkadan gizli iş çevirmeleri, kıskançlığı, haseti çıkarmışlardı hayatlarından. Geçmişteki durumlarının çok özel ve Allahın bir lütfu olduğunu biliyordu.
Hafif bir makyaj yapmıştı, onlara olan özenini görünümüyle de belli etmek gerekirdi. Evden dışarı çıktığında, her zamankinden berrak, ışıl ışıl, göz kamaştıran bir sabah karşıladı kendisini. Arabaya binip direksiyona geçtiğinde, keyfi zirvelerde zıp zıp zıplıyor, içi içine sığmıyordu.. Binanın içine girdiğindeyse arkadaşları kapıyı ardına kadar açmış girişte onu bekliyorlardı. Şimdi kucaklaşıp, otuzüç sene önce değil, bir gün önce kaldıkları yerden, devam edeceklerdi ! Çünki onlar; gruplarına dahil olan fakat o gün orada bulunamayan dostla birlikte, gözlerinde aynı ışığı barındıran dört eş ruhlu kadındı.
Sevgilerimle
Dyt. Güner Erbay
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Benzer Yazılar
-
GERÇEKLERİN ÜZERİNİ ÖRTEMEZSİNİZ !
-
GERÇEK SORUNLARLA YÜZLEŞMEK
-
SİYASET BU DEĞİL
-
SAHTE HESAPLAR GÜNDEMİ
-
NASIL GÖRMEZSİNİZ
-
İnsanlaşmada Ölçü Birimi Olarak Dil
-
HALKIN ÖDÜLÜ
-
BAŞKAN GÜNEL’İN BASIN TOPLANTISI
-
BİR BABANIN DUYGULU ANLARI
-
İnsanın insana yaptığını hiç bir canlı kendi türüne yapmamıştır
-
NATO KAFA NATO MERMER
-
ÖMER GÜNEL’DEN HODRİ MEYDAN