Ana Sayfa Yazarlar 13.10.2023 385 Görüntüleme

Araştırmacı , Yazar

VAHŞET SENARYOSUNUN ACIMASIZ AKTÖRLERİ VE FİGÜRANLAR !

Küresel çete acımasızca kan almaya devam ediyor. Amaç, petrol bölgesindeki ulus devletleri parçalamak ve kolay lokma haline getirmek. Küresel çetenin hedefindeki ülkelerden biri de Türkiye. Kendi çıkarları için dünyayı yeniden dizayn etmek isteyen ABD acımasız bir senaryoyu daha sahneye koydu. Bu defa kurban masum Filistin ve İsrail halkı. Her iki taraftanda masum insanlar, bebekler, çocuklar ölüyor. Ülkeleri yönetenlerle, halkları aynı kefeye koyamayız. Sosyal medyada görüyorum. “Ama Filistinde masum değil, onlarda bize şunu şunu yaptı, müstehaktır” türünden bir sürü paylaşım. Bölge cehenneme dönmüş. Masum çocuklar, kundaktaki bebekler ölüyor beyler! ABD, 1998 yılında, başkan Bill Clinton döneminde, “21. yüzyılı şekillendirme planı” isminde bir strateji geliştirmişti. Bu strateji ile kendi ulusal menfaatleri doğrultusunda; ortadoğu başta olmak üzere tüm dünya coğrafyasını, yeniden şekillendirmeyi amaçlıyorlardı.

Bunlar için hedefe giden yolda herşey mübah. 11 Eylül 2001 de kendi kulelerini vurdurmaları, kendi insanlarını öldürmeleri gibi! İkiz kulelere saldırıyı bahane ederek önce Afganistan’ı ardından komşumuz Irak’ı işgal ettiler, taş üstünde taş koymadılar. Milyonlarca masum insanı katlettiler. Unutmak mümkün mü? Büyük planın ilk adımlarıydı bunlar. Amaç; Amerikan halkının güvenlik ve temel yaşam kaygılarının yok edilmesi ve elde edilen refah düzeyinin korunmaya devam ettirilmesi anlayışıdır. Hiç şüphe yok ki, ortada mükemmel bir hazırlık ve perde perde sahneye konan büyük bir oyun var.

ABD’nin en iyi yaptığı işlerden biri de; hedef aldığı ülkelerde, işbirlikçi yönetimleri başa getirmesidir ! Ukrayna’yı Rusya’ya musallat etmesi, PKK/PYD ye binlerce tır silah yardımı yapması, teröristleri eğitmesi, 15 Temmuz FETÖ olayı, ülkemize milyonlarca sığınmacı akını… Hepsi BOP’a giden yolda bu büyük planın parçaları.

Hepsinin arkasında eli kanlı bu sahte müttefikimiz var. Tam 40 yıldır PKK terör örgütü ile mücadele ediyoruz. Onbinlerce şehit verdik. Onbinlerce gazimiz var. Paramızı, enerjimizi terörle mücadeleye harcamasa idik. Şimdi çok faklı bir ülke olabilirdik. Dikkat edin! birazcık kırırdanıp, güçlenmeye başladığımızda mutlaka şeytanca bir eylemle takoz koymaya çalışıyor. 70 yıldır elini üzerimizden çekmedi. Tarımımıza, üretimimize, eğitim sistemimize sürekli müdahil oldu. Bunu yaparken de içimizdeki hain işbirlikçilerini kullandı! Şimdi, İsrail ile birlikte senaryonun yeni bir perdesini sahneliyor. Gazze ile başladı. Sırada Lübnan var. Ardından, İran ve Türkiye’nin belli bölgelerinden toprak koparmayı hedefliyorlar. Lübnan sıranın kendine geldiğinin farkında. Bugün İsraile roketler ve füzelerle saldırmaya başladı bile. Sizin de dikkatinizi çekmiştir. Hamas İsraile saldırdığı anda ABD donanması hazır kıta gibi anında bölgeye hareket etti. İster istemez akıllara 11 Eylül ikiz kuleler olayı geliyor.

ABD’yi yönetenler, Amerikan coğrafyası ve okyanusların ABD’yi ve çıkarlarını savunmaya yeterli gelmediğini düşünüyorlar. ABD’nin bugünkü strateji anlayışı; ortadoğu coğrafyasında, her alanda kontrolü ele geçirmek üzerine. Bana göre, bu acımasız senaryonun tek bir yazarı var. O’da ABD. Bu senaryoyu perde perde mümkün olduğu kadar aksatmadan sahneleyen de yine kendisi. Bu defa İsraili kullanıyor. Kullanırken de aynı zamanda, arkandayım, yanındayım ayaklarıyla ayar çekiyor. İsrail ayara dünden razı. Çünkü, yayılmacı politikasını bu şekide gerçekleştirmek işine geliyor.

İsrail’in, Azerbaycan’a yardım etmesi, Çin ile yakınlaşması, bizimle normalleşen ilişkileri ABD’yi tabii ki, rahatsız etti. Hertürlü şeytanı planı ustaca sahneleyen bu Küresel eşkiya bu defa Gazze de ortaya çıktı. Eli kanlı terör devleti ABD tam bu aşamada bize de göz dağı vermeyi ihmal etmedi. Suriyenin kuzeyinde Siha’mızı düşürdü. Zamanlama ilginç değil mi? Rusya,, Ukrayna ile meşgulken, biz sınırlarımızı koruma mücadelesi verirken Gazze olayı patlayıverdi!

İsrail’in yayılmacı politikasını biliyoruz. Bunu, ABD de bildiği için, kazan kazan anlayışıyla, ortak bir amaç doğrultusunda birlikte hareket ediyorlar. Siyonizm ve küresel emperyalizm bu coğrafyaya hakim olmak için sabırla ve kararlılıkla hedefine yürüyor. Tam bu noktada, yeri gelmişken küçük bir bilgi; İsrail’in OECD üyeliğini, Mayıs 2010 yılında biz onayladık. Hayır deseydik üye olamıyordu. İlginçtir, o meşhur Davos çıkışından 1 yıl sonraya denk geliyor! 1980 de, darbeci Evren döneminde de Yunanistan’ın NATO üyeliğini onaylamıştık. Ne kadar iyilik sever bir ülkeyiz değil mi?

Türkiye, ne pahasına olursa olsun bu oyunu bozmak zorunda. Her zamankinden çok daha fazla birlik olmaya ihtiyacımız var. Sözkonusu vatansa, gerisi teferruattır.

İlyas Erbay

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

İlginizi çekebilir

SEVDANIN TURNALARI

SEVDANIN TURNALARI

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil