Son dönemde bölgemizin yetiştirdiği en önemli yönetmenlerden biri de, sevgili Yavuz Pullukçu oldu.
Yavuz Pullukçu’nun, International Tyre Film Festivalinde Özel Jüri ödülü alan belgeseli, ”Cinema Rivoli” nin yeni versiyonu büyük beğeni topladı
Lübnan’ın güneyinde Tyre bölgesinde eski bir sinema salonunun gönüllü insanlar tarafından tekrar inşa edilmesini ve Suriye savaşından kaçıp sinemaya sığınmış bir mültecinin de hikayesini konu eden belgesel, gerçekten sanatçı duyarlılığı ile çekilmiş.
Değerli sinema sanatçısı Pullukçu ile, bir Sökeli olarak ayrıca gurur duydum.
Doğduğunuz kentin, böyle yetenekli ve duyarlı bireyler yetiştirmesi, ister istemez motivasyonunuzu artırıyor ve kendinize başka bir gözle bakmanıza da neden oluyor.
Yavuz Pullukçu’nun, Orta Doğu’daki yaşanacaklara önceden işaret etmesi de başka bir öngörülülük.
Şehirlerin insanlarla anıldığını ve ancak insanların onlara yüklediği değerlerle anılacağını düşünüyorum.
Yavuz Pullukçu’nun da, Söke ile birlikte anılacağını söylemek, bunun altını çizmek gerekiyor.
Genç sanatçı Yavuz Pullukçu, “Sanat toplum içindir ve birleştirici bir gücü vardır. Cinema Rivoli, savaşın içinde dahi olsanız sanatın insanlığı birleştirdiğini anlatan bir belgesel” açıklamasında bulunurken, aslında bu gerçeğin tersini de iddia etmek mümkün.
Sanatın içinde olmazsanız, savaşın içinde olursunuz.
Bence de sanatın içinde olmayan toplumlar, daha kolay savaşın içinde olabiliyor.
Dünyaya sanatsal gözle baktığımızda da, barışa daha çok ihtiyaç olduğunu görebiliyor ve onun için mücadele edebiliyoruz.
Yavuz Pullukçu, tüm dünyaya verdiği mesaj ile büyük bir başarı elde etti.
Bu mesajın iyi anlaşılması dileğiyle, Cinema Rivolı’yi sadece bir film değil, bir yol olarak izleyelim…