Kuşadası’nın tarihsel mekanı Kısmet Otel kamuoyunun gündemine, ancak yıkılınca girdi.
Nedense bizde hep böyledir.
Kör ölür. badem gözlü olur. Düşünsenize böyle bir atasözümüz bile var.
Bu otel ayakta iken hiçbirimizin umurunda bile değildi.
Ben, bu otelde rahmetli gazeteci/yazarlar Oktay Akbal ile Ali Sirmen’in misafiri oldum.
Belki bu yüzden son günlerde biraz fazla yazdım, çizdim.
Eğer böyle derin anılarım olmasaydı, diğer gazeteci arkadaşlar gibi bir iki fotoğraf atar, haberi geçerdim.
Rahmetli Oktay Akbal ve Ali Sirmen gibi daha nice gazeteciler, bu otelde ağırlandı.
Daha nice üst düzey yönetici, muhteşem otelin bahçesinde saatler geçirdi.
Kral ve kraliçeler burada tatil yaparak, Kuşadası manzarasının en güzel açısını yakaladı.
Ancak, bu otelin de artık ayakta kalacak gücü kalmamıştı.Yıkık dökük görünümüne ciddi anlamda el değmesi gerekiyordu. Restore etmek en doğrusuydu.
Ancak, Hanzade hanımın sanırım bunu yapacak gücü yoktu.Böylesi durumlarda, devletin devreye girip, çeşitli imkanlar sağlaması gerekir. Hanzade hanım; Söke’nin gelini Hümeyra Sultan’ın kızı ve Sultan Vahdettin’in torununun kızıdır. Söke, yıllarca Hümeyra Sultan’ın zarafetini konuştu. Otel işine de Hümeyra hanım ve eşi Halil Özbaş birlikte girmişti. Buradan şunu ilave etmek gerekiyor ki; Hümeyra Sultan, Atatürk’ün emri ile Türkiye’ye gelen, ilk Osmanlı torunudur. Bülent Ecevit’in de kuzenidir.
Hayatının bir bölümünü Söke’de geçirmiş, orada da elinden gelince sosyal faaliyetlerin içinde olmuştur.
En çok, rahmetli Hümeyra Sultan’ın üzüleceğine inandığım yıkım olayı için ah vah etmek için geç kalındığını düşünüyorum.
Keşke önceden kamuoyunu harekete geçirebilseydik.
Tarihi bir mekana belki yazık edilmesinin önüne geçebilirdik.