“Mağdurların mağduriyeti” diye bir kavram da var, ya da oluşmalı. Hukuk bu alandaki mağduriyetleri de gözetmeli.
Örneğin; çocuğunuz gittiği okulda ya da sosyal çevrede mağdur olduğu bir olaydan dolayı sıkıntı yaşamakta.
Siz velisi olarak onun haklarını aramak için harekete geçemiyorsunuz.
Çünkü biliyorsunuz ki, çocuğunuzun ismi bütün resmi kayıtlarda “mağdur” olarak geçecek ve bir bakıma ömür boyu fişlenecek.
Pek çok anne ve baba, böyle olmasını ve çocuğunun küçük yaştan itibaren resmi kayıtlara “mağdur” olarak geçmesini istemediği için şikayetçi olmuyor.
Ben, bunu Emniyet’te yıllardır üst düzey görev yapan dostlarımdan öğrendiğimde uzun uzun üzerinde düşündüm.
Sözcüklere ne kadar önem veren bir toplum olduğumuzu yeniden anladım.
Kimse yaftalanmak ve damgalanmak istemiyor; mağdur bile olsa.
Mağdur kelimesinin Türkçe karşılığı, “bakımsız, çaresiz, yoksul” anlamına da gelebiliyor.
Aileler, böyle bir anlam karşılığı ile yüzleşmek istemediğinden, durumları ile ilgili şikayette bulunmamakta.
Bu bildiğimiz resmi bir bilgi.. Benim soyutlamam ya da yorumum değil.
Aslında, devletin böylesi durumlarda velilerin şikayet etmesine gerek kalmadan harekete geçebilmesi gerekmekte.
Ya da, velilerin şikayetini beklemek şart olmamalı.
Eğer böyle bir yasal düzenleme yapılırsa, pek çok mağduriyetin giderileceğini düşünüyorum.
Ailelerin şikayetlerine bakılmaksızın özellikle çocukların mağduriyetlerinde devlet harekete geçmeli.
Etrafımızda yaşanan pek çok mağduriyetin sır gibi saklanmasının da böylelikle önüne geçilecektir. Aileler mağdurları saklıyor.
Suçlunun korunup, kollandığı, yayın yasakları ile tedbirlerin alındığı hukuksal düzende, mağdurların mağduriyetlerinin giderilmesi bu kadar zor olmasa gerek diye düşünüyorum…