Kuşadası’nda inşaat sektörü 1980’li yıllarda palazlandı…1990’lı yıllarda doruğa ulaştı. 2000’li yıllarda ise zirveye oturdu. Ancak, bugünlerde en çok eleştirilen onlar…

1980, 1990 ve 2000’li yıllarda hiç eleştirilmeyen üstelik el üstünde tutulan inşaat sektörü; neden dolayı şimdi eleştiriliyor.

Çünkü, zamanla yapılan çarpık yapılaşma ortaya hoş olmayan bir turizm kenti sülüeti de çıkardı..

Bu görünüme izin verenlerin Kuşadalı yerel yöneticiler olduğu da unutulmamalı.

Bugüne dün itibariyle gelinmedi.

Onlarca yıllık bir çevre tahribatı söz konusu.

Son yılların bu durumda çok dahli olmadığını düşünüyorum.

Kuşadası’nda çevre duyarlılığı yeni yeni gelişiyor.

Ancak, duyarlılık çifte standartlı bir duyarlılık.

“Benim imarım senin çevreciliğini döver” şeklinde.

Gelinen noktada Kuşadası için imar anlamında yapılması gereken şudur.

İnşaat sektörünü doğru yönlendirmemiz gerekiyor.

Bunu yine inşaat sektörünün kendisi özdenetimiyle yapabilir.

Dışarıdan müdahaleler ters teper, siyaseti yanlış yönlendirir..

Kuşadası’nın günah keçisi inşaat sektörünün temsilcileri midir?

Yoksa inşaat sektörünü doğru yönlendiremeyen yerel siyasetçiler midir?

Bana göre ikincisidir.

Kuşadası’nda zengin bir inşaat sektörü temsilcisi var.

Bunlar doğru yönlendirilir ise, hem Kuşadası hem de çevreciler mutlu olur…

Ülkenin en önemli imalat sektörünü, yaşanan göç olayından bağımsız olarak değerlendirmek büyük fotoğrafı görememek olur.

Bugün Kuşadası Belediye Başkan aday adaylığını halka paylaşan Erkan Güzelgün aynı şeyleri söyledi.,

Paylaşıyor ve sektöre yeniden saygınlık kazandırılmasının olumlu olacağını düşünüyorum.