Yerel seçimler öncesi yaşadığım en ilginç olayları sizlere öyküleştirerek anlatmaya çalışacağım.

Ben beş senedir Kuşadası Belediyesi’nden hiçbir destek almadan gazetecilik yaptım…

Bir kişi tek bir faturamı gösteremez…Tek bir ihale almadım, tek bir tezgah işim olmadı.

Halkın sorunlarını yazdım, kendi yağımla kavruldum…Kendi işyerim ve evim olduğu için de çok zorlandım diyemem.

Emekliyim, devletten küçük de olsa, harçlık niyetine maaş alıyorum…

Gelin görün ki, Kuşadası Belediyesi’nden üç yıl düzenli maaş alanlar, Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel ile arası açılınca sahte hesaplarda bir araya gelerek seçimlere etki etmeye çalıştı…

Amaçları Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’i devirip, yerine başka bir piyon başkan monte edip, menfaat dönemlerini sürdürebilmekti..

Ne yazık ki başarılı olamadılar, buna ben de karşı çıktım, mani oldum…

Gelelim bugünkü öyküme…

Biliyorsunuz, 24 Ocak Uğur Mumcu’nun ölüm yıldönümüydü.

CHP Kuşadası İlçe Örgütü beni konuşmacı olarak davet etti..

Ben de katılarak, konuşmamı yaptım…

Bakın bakalım ne oldu…

Bu beş yıl belediyenin kaynakları ile ayakta duran gazeteciler, CHP Kuşadası İlçe Başkanı Mehmet Gürbilek’i arayarak, benim neden davet edildiğimi, kendilerinin neden çağrılmadığını sorgulayarak, fırça atma cüretinde bulundu..

Cürete bakın cürete…

Akılları sıra bunlar Kuşadası’nı yönetecekti, bu asalaklar, yine oradan buradan yolunu bulacaktı…

Hayalleri suya düştü…

Benden size buradan söz olsun…

Hiçbir zaman hayallerini gerçekleştiremeyecekler..

Geçti o devir…

Geçti Bor’un pazarı, sürün atınızı Niğde’ye...