Yıl 2016, aylardan Ekim.

KUAKMER’de muhteşem bir sergiye katılmıştım.

Serginin ismi de oldukça gizemliydi.

“Sır Kuşları”, sırlarla dolu bir sergi.

Gencecik Çini sanatçısı Esra Eren Çimen, konuklarıyla ilgileniyordu.

O zaman haber yaptım ve Kuşadalıları bu gizemli sergiye davet ettim.

Serginin ilginç olan tarafı, bütün Çinilerde bir kuş figürünün olmasıydı.

Su içen kuşlar, kanat çırpan kuşlar, dans eden kuşlar…

Şiir gibi sanat eserlerini çok beğenmiştim.

Zaman içinde kuşlar özgürleşmiş, çok daha fazla figürün içinde yer almış ve olgunlaşmış olmalı ki, dün sergisine kısa süreliğine misafir olduğum Esra Eren Çimen, bu kez kadın figürlerine yönelmiş.

Sanatın her dalının Kuşadası’nda desteklenmesi gerekiyor.

Bu anlamda Kuşadası Marina AVM’yi kutluyorum.

Sadece alış veriş  amacının olmadığını yerel sanatçılara vermiş olduğu yer ile kanıtlıyor.

Aynı nezaketin limandaki AVM’de de gösterilmesi gerekiyor.

Yine, Kuşadası’nın kalbi diyebileceğimiz Güvercinada’da da bu tür yerel sanatçılara girişte yer tahsisleri yapılabilir.

Sanatsız bir kentin turizm damarları kesilmiş, tatsız tuzsuz yapay bir kent haline dönüşmüş, ruhsuz kalabalıklar haline dönüştüğünü kabul etmek gerekiyor.

Sanatta ayrımcılığa karşıyım.

Müzik ve resmin öne çıktığı, edebiyatın yüceltildiği sanat bence eksik.

Çini sanatı gibi tüm dünyanın baştacı yapmış olduğu ama bizde biraz geride kalmış sanat dalları unutulmamalı.