Ana Sayfa Eğitim, Gündem 3 Haziran 2024 587 Görüntüleme

MUTLULUĞUN ANAHTARI

Mutluluğun anahtarından önce kavram olarak mutluluğun ne olduğuna bakmak, eğer varsa o anahtarı bulmak konusunda bize yardımcı olacaktır diye düşünüyorum. TDK’ye göre “mutluluk” kelimesi, bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumunu ifade ediyor. ​Eğer mutluluğa bu tanım üzerinden bakılacak olursa görece kötü haber şu ki mutluluğun tek bir anahtarı olduğunu söylemek biraz zor, hatta olanaksız. Durum gösteriyor ki bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşmak için bize bir anahtar değil sihirli bir değnek lazım. Gelin umutsuzluğa kapılmadan önce çağlar boyu “Mutluluk nedir?” sorusuna verilen farklı cevaplara bir bakalım.
Çinli filozof Konfüçyüs; mutluluğun ahlaki bir yaşam sürmekle ve toplumda doğru bir yer bulmakla bağlantılı olduğunu söyler. Ona göre, insanın amacı kendini mükemmelleştirerek dünyayı daha iyi bir yer haline getirmektir. Bu amaca ulaşmak için de iyi bir eğitim almak, saygılı olmak ve doğru davranmak önemlidir.
Taoizm’in kurucusu olan Laozi; mutluluğun doğayla uyum içinde yaşamakla mümkün olduğunu savunur. Laozi’ye göre insanın amacı doğal düzene uymak ve kendi doğasına sadık kalmak olmalıdır.
En önemli Antik Yunan filozoflarından biri olan Sokrates; mutluluğun kendini bilmekle bağlantılı olduğunu savunur, mutluluğu elde etmek için gerçek bilgiyi aramak ve kendi benliğimizi anlamak gerekmektedir ki görüşü günümüzde de geçerliliğini korumaktadır.
Stoacı Epiktetos; mutluluğun ancak kişinin kontrolünde olan şeylere odaklanması ve kontrolünde olmayan şeyleri kabul etmesi ile geldiğini söyler.
Ortaçağ’da ki kimi düşünürler ise mutluluğu, Tanrı’ya yakınlık ve ahiret hayatına hazırlık ile ilişkilendirmişlerdir. Onlara göre mutluluk, dünyevi zevklerde değil, ruhsal kurtuluşta bulunabilir.
Mevlana Celaleddin-i Rumi; “Gerçek mutluluk, bir şeylere sahip olmak değil, bir şeylere bağlanmamakla elde edilir.”der.
Aydınlanma Dönemi’nde mutluluk çoğunlukla akılcılık ve bireysel özgürlük ile ilişkilendirilmiştir. Bazı filozoflar mutluluğun, insanların doğal haklarını kullanarak ve özgürce yaşayarak elde edilebileceğini savunur.
John Locke; “Mutluluk, zevk ve acının dengesini bulmaktır.”der.
Carl Jung; mutluluğu bireyselleşme süreci ile ilişkilendirir. Bireyselleşme, kişinin potansiyelinin tamamını gerçekleştirmek için bilinçdışı zihninin içeriğini bilinçli zihne entegre ettiği bir süreçtir. Bu süreç, zorlayıcı ve uzun vadeli olsa da, Jung’a göre mutluluğun anahtarıdır. “Bilinçdışının farkında olmayan kişi, başına her gelen şeyi kader zanneder” sözü ile de bu entegrasyonun önemini vurgular.
Viktor Frankl; Hayatta anlam bulmak, mutluluğu bulmanın anahtarıdır.”der.
Günümüzde bilim; mutluluk duygusunun, beyinde belirli nörotransmiterlerin salınımı ile yakından ilişkili olduğunu söyler. Özellikle dopamin, serotonin, oksitosin ve endorfinler, mutluluğun nörobiyolojik temellerini oluşturur. Dopamin, ödül ve motivasyon sisteminde önemli bir rol oynar; serotonin, ruh hali düzenlemesi ve mutlulukla ilişkilidir; oksitosin, sosyal bağlanma ve sevgi hissini artırır; endorfinler ise doğal ağrı kesici olarak işlev görür ve rahatlama hissi sağlar.
Örnekleri çoğaltmak mümkün olmakla birlikte mevcutlara bakarak bile anlayabiliyoruz ki mutluluğu tek bir tanımla ilişkilendirmek pek doğru görünmüyor.
Evet, şimdi gelelim iyi habere; mutluluğun belki tek bir anahtarı yok ama pek çok anahtarının var olduğu aşikar. Her ne kadar biz insan türü olarak kolay çözümler peşinde koşmaya meyilli olsak da aslında tek bir anahtar olmaması durumu mutlu anlarımızı çoğaltabilmek adına farklı alternatifler sunması açısından bizler için büyük bir avantaj diye düşünüyorum.
Gelelim,” Ne yapacağız, bu anahtarları nasıl bulacağız?” sorusuna. Farklı tanımlardan anladığımız üzere mutluluk sübjektif bir anlama sahip olduğundan yapılacaklar listesi de doğal olarak kişiden kişiye değişir. Rağmen öncelikle 7×24 bir mutluluk halinin bir ütopya olduğunu ve bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılamayacağını kabul ederek işe başlamanın önemli bir temel oluşturduğunu söyleyebilirim. İkinci olarak Stoacı Epiktetos’un dediği gibi mutluluğun ancak kendi kontrolümüzde olan şeylere odaklanmamızı ile oluşabileceğini zihnimize yerleştirmek gerek. Epiktetos’un bu sözü burada bana çok sevdiğim anonim bir duayı hatırlattı; “Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyler için güç ve cesaret, değiştiremeyeceğim şeyler için sabır, ikisini birbirinden ayırabilmek için de akıl ver”.
Kendi limitlerimizi, yeteneklerimizi, gücümüzü bilmek ve karşılaştığımız durumlar her ne ise o anda elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak, hayallerimizi ona göre kurgulamak da iyi bir anahtardır. Burada bize “neler benim kontrolümde?” sorusu yol gösterecektir. Sonrasında dileyen maneviyatını güçlendirir, dileyen hayatına sevdiği, hoşlandığı, benimsediği anlamları bulup katmaya çalışabilir. İlaveten, sosyalleşmenin, üretmenin, sahip olunanlara şükran duygusu geliştirmenin, yardımlaşmanın, fiziksel ve zihinsel olarak kendine iyi bakmanın da mutluluk anahtarlarından bazıları olduğunu söyleyebilirim.
Sonuç olarak, hepimiz biliyoruz ki hayat her zaman kolay değil ve mutluluğa giden yolda engellerle karşılaşmak kaçınılmazdır. Zaten Psikoloji Bilimi de bize mutluluğun statik bir durum olmadığını, bir süreç olduğunu söyler. İnişler ve çıkışlardan oluşan bu süreç içinde kimi zaman inişler kısmı bizleri çok zorlayabilir. Böyle durumlarda destek almak için arkadaşlarınıza, ailenize veya profesyonel bir desteğe başvurmak süreci atlatmada yardımcı olabilir. Oldukça kapsamlı bir konu olan mutluluk ve anahtarları hakkında söylenebilecek daha çok şey var ama onlar da bir başka yazı konusu olsun
John Locke her ne kadar “Mutluluk, zevk ve acının dengesini bulmaktır.”dese de terazinizin mutluluk kefesi ağır basacağı güzel günler diliyorum tüm okurlara
NURAY ÇALIŞKAN
FELSEFE VE PSİKOLOJİ EĞİTMENİ

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil