TÜRSAB kime hizmet ediyor?

Binbir zahmetle ayakta durmaya çalışan turistik işletmelere mi, yoksa başka ülkelerin turizmine mi?

Gerçekten anlaşılır gibi değil.

Bazı sosyal medya paylaşımlarına göre; Kuşadası’ndaki turistik işletmelerin çoğu, işletme ve konaklama belgesi olmadan çalışıyor.

Paylaşımların kaynağı olarak TÜRSAB’ın acentelere gönderdiği yazı gösteriliyor.

Tam da Temmuz ayında akıllara gelen bir yazı…

Turistik işletmelerin para kazanacağı bir zamanda böyle paylaşımların yapılması, akıllara Kuşadası turizmi hedef tahtasında mı sorusunu getiriyor.

Kuşadası’ndaki otellerin büyük bölümü eski işletmeler, yeni açılanlar için de belgelerini tamamlamaları için verilen süreler var..

Bunlara bakılmaksızın daha dün açılmış bir otelin hedef tahtasına konulmasının sebebi nedir?

Batıhan Vadi Otel ve Muşti Demiroğlu örneğinden yola çıkarsak, son dönemde Kuşadası’na yapılan en iyi yatırım denilebilir ve bizim tanıdığımız Muşti Demiroğlu en iyi turizmcilerden biri, eksik belge bırakacak bir işletmeci değil.

Kaldı ki; böylesi durumlarda bile Turizm Bakanlığı’nın tanıdığı süreler var, bunu bilmeyen var mı?

TÜRSAB hangi akılla işletmeleri zan altında bırakacak yazıları acentelere göndererek, satmayın uyarısı yapıyor?

Bu işletmeler Yunanistan’da mı yer alıyor?

Satmayın diyeceğinize, Bakanlığa yazı yazıp belgesiz işletme varsa kapatılmasını isteyin..

Kuşadası halkının ekmeğine göz dikmiş, yasal olmayan işler yapanlar varsa bunların bildirileceği yer acenteler değil, Bakanlıklar olmalı.

Bakanlık yaptırım uygulamıyorsa, TÜRSAB ne yapmak istiyor?

Mutlaka bu durum ortaya çıkarılmalı, düzgün işletmeler zan altında bırakılmamalı.

Bugün turistik bir işletme açma ve açık tutma maliyeti ortada.

Çamur at izi kalsın yöntemi hiç hoş değil..