Bir belediye yönetimi düşünün; hizmette bulunduğu 5 yılın 2 yılını pandemi gibi tüm dünyada yaşanan ekonomik çöküntü ile geçirsin, sağlık alarmı nedeniyle iş yaşamı dursun, her yer kapansın…

Tatil bölgesi olduğu için kente insan göçü yaşansın ve bu göç nedeniyle ekstra yükler oluşsun.

Kuşadası’nın son beş yılında, belediye yönetimi  kira alacaklarından pandemi boyunca feragat etti.

İkinci konutlara akın eden vatandaşların hizmetine koşan belediye yönetimi, oldukça zor bir süreçten geçti.

Bu süreçten etkilenmeyen kent yok gibi, pandeminin yaraları hala sarılmaya çalışılıyor.

Bakın işte size T24’de yayınlanan bir haber başlığı:

“Pandemi döneminde Kuşadası’nın nüfusu 35 ili geçti”

Öte yandan, Kuşadası’nın İller Bankasından almış olduğu pay değişmedi.

Bakın T24’teki haberde nelere vurgu yapılıyor:

Kuşadası’na gelenlerin büyük çoğunluğun dönmediğine,

Kuşadası’ndaki emlak fiyatlarının ilk beş kentin emlak fiyatlarını aştığına,

Kuşadası’ndaki kış nüfusunun il nüfusu kapasitesinde olduğuna,

Kuşadası’nın pandemide en çok tercih edilen ilçe olmasının nedeninin, diğer tatil beldelerine göre yaşamın daha kolay olmasına vurgu yapılıyor.

Özetle; Kuşadası’nı pandemi döneminde ve pandemi öncesindeki Kuşadası diye değerlendirmekte fayda var.

Kuşadası’nın borcunu Ömer Günel’e mal edip, pandemide alınmayan kiraları, toplanmayan gelirleri hesap etmemek adil değil.

Önümüzdeki süreç, Kuşadası’nın nüfus sorununu öne alması ve İl Statüsüne geçmesiyle aşılabilir.

Yoksa, borç edebiyatı yapmak en kolayı, en adil olmayanı.

Son dönemde kentteki zayıf muhalefet BORÇ EDEBİYATI yapmakta..

Bu EDEBİYAT pandemiye bakılınca HİKAYE olur..