Ülkemizde siyaset her zaman zordu. Yeni bir şey değil. Bu ilçemiz Kuşadası’nda da böyle elbette. Haliyle gazetecilik yapmak da zor hale geliyor.

Biz Aktüel Ada olarak uzun yıllardır tarafsız, halktan yana, kimseyi incitmeden ve hedef göstermeden işimizi yapıyoruz. Bizi tanıyan, takip eden tüm Kuşadalılar bunu çok iyi biliyor. Sosyal medyada ve sokakta çok güçlü kitlelere ulaşmamızın ana sebebi bu.  Açtığımız her canlı yayında on binlerce kişiye ulaşıyoruz. İşimizi severek yapıyoruz. Ben Zeynep İnak ile sokağa çıktığımda esnaftan, Kuşadalılardan aldığımız sevgiyi ve saygıyı görseniz inanamazsınız.

Tabii kendi başınıza gelmeden bazı şeyleri tam idrak edemeyebiliyorsunuz. Sahte hesaplar Özer Kayalı döneminde de Ömer Günel zamanında da hep aynı ezberlerden yazıyor.. (mesela bana 15 senedir Belediye’de işe girecek deniliyor, oysa benim kişisel olarak hiç böyle bir talebim olmadı, ailemizin bir iş yeri var ve ben bu işi yapıyorum, işsiz değilim.) Şahsımla ilgili bile yalan üretildiği gerçeği ile karşı karşıya kaldığımda çok daha iyi anladım; sistemli bir iftira mekanizması Başkan Günel’e de bu şekilde çalışmakta. Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’e düşmanlık duygusu ile bize de saldıranlar; sizin adınıza üzgünüm ; okuyucularımızı uyarıyorum, bu sahte hesapların aldığı ve yaydığı bilgilerin tamamının içi boş.

İşin trajikomik başka bir yanı Kuşadalıların hiç rağbet göstermediği bu sahte hesaplara, beğeni ve yorum yapan kişiler sözde yaşını başını almış basın işçileri. (Kendilerine gazeteci demeye dilim varmıyor maalesef). Muhtemelen bu hesaplarla kendileri bağlantılı çünkü kendilerinden başka etkileşim veren de yok. Ekonomik ve psikolojik zor bir dönemden geçiyorsunuz anlıyorum ama bu seçtiğiniz yolun size bir katkısı olmayacağını görememeniz de, sizin basiretsizliğiniz.

Eklemeliyim ki ; bizim fotoğraflarımızı kullanıp, aşağılık iftiraları sistemli bir şekilde yayan sahte hesaplara beğeni ve yorum atıp , ayrıca sahte hesaplardan şikayet etmek de sizin ikiyüzlülüğünüz olsun. Yaşınızı almışsınız ama ilke sahibi olamamışsınız. Bizi böyle yetiştirmediler…