Ana Sayfa Yazarlar 25.11.2024 109 Görüntüleme

Şair , Yazar

Uluslararası Ceza Mahkemesi ( UCM) kararı ve insanlaşma yolculuğu.

Dünyamızda BM (Birleşmiş Milletler) kuruluncaya kadar ( 24 Ekim 1945 ) uluslararası bir hukuk yoktu. Güçlüler işgal etmek ve ele geçirmek istedikleri yerler için planlar yapar koşullarını oluşturunca da söz konusu yerlere seferler düzenler savaş açarlardı. Bu durum düşünen insanın oluşumundan bu yana – yetmiş bin yıllık bir tarihsel sürecin gerçekliğidir. Avcı-toplayıcı dönemdeki ilkel topluluklardan din-tarım toplumlarına ve oradan da sanayi toplumları dönemine kadar geçerli olan bir var oluş biçimiydi.

Hiç kuşku yok ki bu var oluş biçimi orman yasasının yaşanması ve ona tabi olunması anlamına geliyordu. Bilindiği gibi orman yasası apaçık ki hayvanlar aleminin tabi olduğu yasayı anlatan bir kavramdır. Bu yasa ( hayvan- orman yasası) güçlünün güçsüzü ezdiği- yuttuğu yaşam biçimini ifade eder. İkinci Dünya savaşına kadar bu yasa başat bir yasa olarak geçerliydi ve insan türü ağır yıkımlara yol açar hale gelen bu yasayı yumuşatma ihtiyacı dayatınca Birleşmiş Milletler Cemiyetini kurdu. BM ‘nin kurulması orman yasasına karşı insan yasasının oluşumu için atılan bir adım olarak değerlendirilebilir. BM ile oluşturulan uluslararası hukuk, gücü olanın her istediğini istediği zaman yapmasını önlemeyi hedefleyen bir hukuksal çerçeve idi. Ancak ne var ki bu tam anlamıyla bir insan hukuku olmaktan uzak olarak temellendirildi.

O günün beş güçlüsüne rest çekme- vetto hakkı tanınması yolu ile orman yasasından tam çıkılamadı. Ve öz olarak orman yasası korunmuş oldu. BM’ nin kurulması ve onunla oluşturulan uluslararası hukuk ile orman yasasının kabalığı budanmış oldu ve lakin orman yasası devreden çıkarılamadı. BM ve uluslararası hukuk oluşturulması kapsamında 1 Temmuz 2002 yılında Uluslar Arası Ceza Mahkemesi de kuruldu. Bu mahkeme de insan yasasının gezegenimizde egemen olması için atılan önemli bir adımdır. Ancak ne var ki savaş suçları, insanlık suçu ve soykırım suçlularını vb. yargılamakla görevli kılınan bu uluslararası mahkeme adımı da orman yasasının geriletilmesine yetmedi ve yetmeyeceği de pratik gerçekleşmelerden anlaşılmaktadır.

Türümüzün daha pek çok mekanizmayı ve uluslararası yasayı geliştirmesi ve pratikleştirmesi gerekmektedir. Son bir örnek üzerinden UCM ‘nin orman yasası karşısında nasıl da atıl duruma düştüğünü ve işlevsizleştiğini ele alalım. Gazze’de yaptığı yıkımları ve katliamları ayyuka çıkan İsrail’i ve başbakanını UCM ‘ye dava açarak şikayet eden Güney Afrika devletinin başvurusu üzerine UCM bir yargılama yaptı ve bir hüküm tesis etti. Bu karara göre İsrail başbakanı hakında uluslar arası tutuklama kararı verdi. Yani UCM ‘yi tanıyan ve kuruluşuna imza koyan tüm ülkelere İsrail başbakanını ülkenize girmesi halinde tutuklayın demiş oldu. Bu karara bir kısım ülkeler uyacaklarını açıklarken bir kısım ülkeler de uymayacağını ilan etti. Böylece UCM kuruluş amacına uygun konum ve ağırlığını – işlevselliğini de yitirmiş oldu. İnsanlaşma ve insan yasasının gelişmesi gitti geldi orman yasasının duvarına çarparak etkisizleşmiş oldu. Anlaşılacağı üzere uluslararası atılan BM adımı dahil UCM ve diğer enternasyonal oluşum ve kurumlar ve hukuk mevcut biçimi ile orman yasasını geriletecek ve onu aşacak düzeyde adımlar olmaktan uzaktır. Oysa ki UCM bir karar aldığında istisnasız tüm devletlerin buna uyması zorunlu olmalı idi.

Mekanizma öyle kurulmalıydı. Uymam deme lüksü kimseye bırakılmamalı idi. Hatta daha da ötesi dünyadaki bütün kurum ve kuruluşlar ( örneğin İsrail Ordu ve polis şeflerinin de bu karara uyma yükümlülügü), yani suçlunun mensubu olduğu ulusun güvenlik mekanizmasının başındakiler de UCM ‘nin kararlarını derhal uygulamakla yükümlü kılınmalı idi. Mevcut biçimi ile UCM ‘nin kararları işlevsel olmaktan uzaktır. Mesela İsrail başbakanı ülkesinden çıkmasa hiç bir sıkıntı yaşamayacak. Kaldı ki karara uymayacağız diyen ülkeler- devletler bile var. Bu durumda ne anlamı kaldı uluslararası hukukun? Görüleceği gibi insan yasası henüz geliştirile bilinmiş değildir. Türümüzün tam ve eksiksiz bir evrensel insan yasasına ihtiyacı acil bir ihtiyaç olarak orta yerde duruyor. Bu başarılmadıkça orman yasasını aşmış olduğumuz iddiası boş ve saçma bir iddia olmanın ötesinde bir anlam taşımaz. İnsanlaşma süreci tamamlanmış bir süreç değildir. Orman yasaları sıfırlanmadıkça da tamamlanmış sayılamaz.

Doğan Karaağaç

25 Kasım 2024

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil