Ana Sayfa Gündem 19 Aralık 2024 77 Görüntüleme

YAŞAMIN SONSUZ GÜCÜ

İngiliz yazar Jack London’un “Martin Eden” adlı romanı çok derinden etkilemiştir beni. Romanın baş karakteri Martin alt sınıfdan gelen, cahil, gücü kuvveti yerinde ama oldukça kaba bir işçidir.Orta sınıf burjuvadan Ruth adında bir kıza âşık olur. Ruth yontulmamış bu adamı kendi sosyal sınıfının kalıbına uydurmak ister. Martin Ruth’un aşkını kazanmak ve O’na ulaşmak için var gücüyle çalışır, başarılı bir yazar olur. Bu süreçte Ruth’a duyduğu ilahi aşk anlamını yitirir ve burjuva sınıfının ikiyüzlülüğünü iyice idrak edince hayatı anlamsızlaşır. Ancak daha öncesinde kendisini hiç dikkate almayan insanlar Martinle dost olmak için yarışa girerler. Martin romanın sonunda ikiyüzlülüklere, yalanlara, sınıf farklılıklarına isyan ederek denize atlayıp intihar eder.
Dalgalı ve köpüklü suyla temas edince kurtulmaya çalışır ama nafile çabaları sonuç vermez.Ölmeye karar verip de kurtulma çabası Freud’un “yaşam içgüdüsü”nün tarifidir; ancak Martin bu girişiminin sonundaki yaşama dönme çabasını “yaşamın insana son darbesi” olarak yorumlar.
Yaşam ölmek isterken bile güzel ve cazibeli.Her ölüm erken ölümdür. Hangi yaşda, hangi dinden, hangi sosyal tabakadan, hangi ırk ve cinsiyetten olursa olsun yaşamı terk etmek kolay değil.Çocuklarına tablet alamayan işsiz baba, atanamayan genç öğretmen, berbat, yorucu ve üç kuruş karşılığında çalışan kargo işçisi genç, umudunu yitirmiş ve intiharı seçmiş bir çok insanın arzusu asla ölüm değildir.
Sonucun değişmeyeceğine inanan umutsuz insan için ölüm daha kolay mı acaba? Hiç de kolay değil tabii ki. Kim durduk yere ölmek ister ki? Kim küçücük çocuklarını,sevdiklerini öylece bırakıp gitmek ister ki?
“Ekmek herkese yetecekti aslında.
Tarlaya karga dadandı, ambara fare,
fırına hırsız,memlekete harami.” diyor Neyzen Tevfik.
Adaletli bir dünya özlemi içinde kaç ölüm bu sömürücüleri vicdana getirir ki? Sömürünün vicdanı olmaz ki zaten. Hiç doymaz; bir gecede eğlence masasında bıraktığı para, emeğini bir ay kiralayanın aldığı maaştan daha çoktur ama o kadarını bile vermek istemez çalışanına, emekçisine. Sömürdükçe sömürür.
Adalet zaten zenginin vicdanıyla değil, emeğin örgütlenmesi ve hareketiyle olacaktır. Bu haftanın yazısını şair Nevzat Çelik’le bitirelim: “Ölümü özledim anne,yaşamak isterken delice..”
SONER GÜNDÜZ

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil