Yerel seçimlerde davullu zurnalı adaylık açıklamasında bulunan aday adaylarından Murat Saraç, dün CHP’den istifa ettiğini açıkladı.

Açıklamasında, 2009 yıllarına göndermede bulunarak, “fetönün fetö olduğu zaman” tanımlamasında bulunmuş.

Bu açıklamasından da Fetö suç örgütünün güçlü olduğu dönemi tarif ettiğini anlamış bulunuyoruz.

Sayın Murat Saraç, bu dönemde zulme, zorluklara ve baskıya uğradıklarını da ifade etmiş.

O dönem; ben Kuşadası’nda mı yaşıyordum diye kendimi sorgulamak zorunda kaldım.

Ben sayın Saraç’ın bir kez bile basın açıklaması yaptığına, sosyal medyadan baskı ve zorluk altındayım beyanında bulunduğuna şahit olmadım.

Tam tersi, sayın Saraç, 2009 ve 2014 yıllarında Kültür Müdürlüğünü yöneten, başkan vekilliği yapan bir konumdaydı…

Ben olsam, eğer Fetö baskısı altında iş yapıyor olsam, basına açıklamalarda bulunur, gördüğüm zorluğu mutlaka kayıt altına aldırırdım.

O dönem Kuşadası Belediyesi’ne bir operasyon düzenlenmişse de, bu operasyon o dönemki Kuşadası Belediye Başkan Yardımcısı  Erdoğan Uyan ve şimdiki Kuşadası Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf Atak’a yönelik gerçekleşmiştir. Her ikisi de İzmir’de tutukluluk süreci yaşamıştır.

Murat Saraç bu sürecin içinde asla sanık olarak yer almamıştır.

Şu an sayın Yusuf Atak, Kuşadası Belediye Başkan Yardımcılığı görevini sürdürmektedir.

Bazı somut gerçekleri bilmeyenler için yazalım da, kafalar karışmasın.

Sayın Saraç, anlaşılan içinde bulunduğumuz süreci ve yerel yönetimi de Fetö ile ilişkilendirmek istemekte. Öyle olmasa, 2009 yılına gitmeye ne gerek vardı değil mi?

Sayın Murat Saraç’a, şunları da sormak gerekiyor.

Fetö ile nasıl ve ne şekilde mücadele verdiniz?

Hangi yöntem ve eylemlerle bunu ortaya koydunuz?

Fetö ile mücadeleniz sürecinde (eğer kast ettiğiniz 2009 yılındaki meclis üyeliği dönemi ise) ne gibi zorluk ve baskılarla karşılaştınız…

Bildiğimiz kadarıyla Kuşadası İtalya Fahri Konsolosluğu gibi bir unvana da sahipsiniz…Barış ve dostluk gibi bir misyonunuz da var.

O zaman, kullandığınız dilin daha net, anlaşılır ve Kuşadası’nı olumsuz tanıtıcı ifadelerle dolu olmaması gerekmiyor mu?

Umarız; siyasi hırsınızın kurbanı olup, Kuşadası’nı İtalya nezdinde kullandığınız dil ile zor durumda bırakmazsınız.

Siyasi nezaket; insanı, belki belediye başkanı yapmaya yetmez ama daha fazla insan, daha fazla dost ve barışçıl yapar diye düşünüyorum…

Dünkü açıklamanızı siyasi nezaketten uzak bir açıklama olarak değerlendirdim. Çünkü kanıtsız, belgesiz suç isnat etmektesiniz.