Bolu Kartalkaya’da yaşanan faciadan sonra ne Türsab’tan, ne de Otelciler Birliği’nden doyurucu bir açıklama geldi…Sanırım konu onları pek ilgilendirmiyor. Nasıl olsa iki gün sonra olanlar unutulur diye bakılıyor olabilir…

Ancak, eskiden biz bu işleri çok derin bir biçimde masaya yatırırdık.

Kartalkaya’daki faciadan sonra 2025 turizmi Türkiye ölçeğinde nasıl bir yol izleyecek?

Otellerin ve tur acentaların tümünün kendisini gözden geçirmesi gerekmeyecek mi?

En azından TÜRSAB ve Otelciler Birliği’nden bu yönde açıklamalar, tüm dünyaya verilecek mesajlar beklerdik.

Kuşadası’ndaki oteller yeterince güvenli mi?

Kaçının yangın merdiveni var, kaçının yok?

Kaç TÜRSAB acentası bunları dikkate alarak tur düzenliyor?

Bunları bilmek isteriz.

Gerekli gereksiz siyasi hamlelerin içinde olan turizmcilerimizin insan hayatını öncelemesi gerekmez mi?

İnsan hayatı siyaset üstü değil mi?

Ben kendi adıma bu bölgenin gazetecisi olarak bu soruları sormaya çalışacağım.

Ne herhangi bir otelden beni konuklamasını bekliyorum, ne de TÜRSAB’dan yurt dışı ve yurt içi ücretsiz seyahat daveti beklentisi içindeyim.

İşlerini hakkıyla yapıyorlar mı?

Ben buna bakarım…

Gördüğüm pek çok eksiği bölgenin zarar görmemesi adına gizlemeyi de etik bulmuyorum.

Kuşadası’ndaki otellerin içinde kurallara uygun kaç tesis vardır, bu bile sorgulamalı.

Önümüzdeki günlerde yol haritamız bu soruları sormak, cevap aramak olacaktır.