Dün Kuşadalı yazarlar Çalıkuşu Evi’nde bir toplantı gerçekleştirdi.

Benim keyifle takip ettiğim bu toplantıdan sonraki gözlemlerimi aktarmak ve değerli yazarlarımıza küçük önerilerde bulunmak istiyorum.

Benim konuşulanlardan anladığım, yazarlarımızın Kuşadası’nda çok daha etkin olmak istedikleri şeklinde…

Bence de, yazar, çizer ve sanatçılarımız Kuşadası’nda çok daha etkin olmalı.

Öneriler geliştirmeli, yerel yönetimi ve siyaset dünyasını yönlendirmeli…

Ancak, böyle güçlü yazarların olduğu kentler gelişebilir, yükselebilir ve öne çıkabilir…

Kuşadası’nda kentin gelişmişliği için yazan çizen yazarların da çoğalması gerekiyor.

Yazarlar, kentimizi nasıl görmek istiyor, hayallerindeki Kuşadası nasıldır, dün ben bunu dinleyebilmek için heyecanla Çalıkuşu Evi’ne gittim.

Ancak, bu hayallerini daha iyi dile getirmeleri gerektiğini düşünüyorum.

Kuşadası’nda yazarlar sokağı isteniyor, ancak bunun olamayacağı çok açık…

Çünkü, bütün sokaklar yazarların olmalı ve yazarlarımız kendilerini bir sokağa hapsetmeden kentin sokaklarını çok iyi tasvir edebilmeliler..

Zaman içinde bir manifesto yayınlayarak, yazarlarımızın, daha somut isteklerde bulunmalarını bekliyorum.

Örneğin, yazarlara tahsis edilmiş kalıcı bir kitap kafe, yerel yazarların da kitaplarının olduğu bir merkez oluşturulabilir.

Yazarlar burada aylık toplantılar yaparak, kent sorunları hakkında basın açıklamaları yapabilirler.

Ben Halikarnas Balıkçısını yazar yapanın kalemi olduğu kadar yaşadığı kente olan sevgisi olduğunu düşünüyorum.

Yine pek çok yazarı yazar yapanın sokaklar olmadığını, eşsiz gözlem gücü ile kendilerini dünyanın her yerine ait görme ama yaşadıkları kente de aşık olma yetileri olduğunu düşünüyorum.

Kuşadası’nın yazarlara, yazarların da Kuşadası’na ihtiyacı var…

Ancak, daha somut ve ayağı yere basan etkinlikler ve manifestolar ile seslerini duyurmalarını yürekten isterim…