Aydın milletvekili Süleyman Bülbül, liyakatsizlik ayyuka çıktı, demiş.

Sayın vekilin çok haklı olduğunu düşünüyorum.

İnsanlar hayalini kurdukları bir iş için bedel ödemeleri gerektiğini (eğitim alarak) bilmeyince, liyakatsizlik kaçınılmaz oluyor.

Dün, Kızılay’a ne kadar kan bağışında bulunulduğunu sorgulamak için sahildeki Kızılay aracının yanına yaklaştım.

Orada form dolduran bağışçılar ve telefonla konuşan bir görevli vardı.

Görevli konuşmasını yarıda bırakarak, benimle ilgilendi, sorularıma cevap veremeyeceğini söyleyerek, kan bağışı aracındaki doktor ve hemşirelerle görüşmemi istedi, hatta kibarca mobil araca girişimi sağladı.

Taşıta girdiğimde kan veren bağışçılar ve doktor hanımın yanında görüşmede bulunduğu bir kişi, bir de masa başındaki erkek görevli vardı.

Doktor hanımın işinin bitmesini bekleyerek, müsait olup, olmadığını sordum ve olumlu yanıt alınca da sorularımı sordum.

Doktor hanım çok kibar bir şekilde sorularımı yanıtladı, fotoğraf çekip çekemeyeceğimi sorduğumda ise, içeridekilerin görüşünü alalım, dedi.

Henüz kimse cevap vermemişti ki, masa başında oturan bey sertçe “çekemezsiniz” dedi.

Peki, deyip ayrıldım.

Aşağıya indiğimde bir kadın eşini bekliyordu, o da eşini görüntülemek istemiş, bana izin verilmeyince vazgeçmiş.

Bulunduğum her ortamda kişilerin izni olmadan fotoğraf çekmediğim için haberi dışarıdan görüntülerle tamamladım.

Eğer o masa başındaki bey daha kibar bir şekilde konuşsa idi, bu yazıyı da yazmayacaktım.

Şunu söylemeliyim.

Her yerde liyakatsizlik ayyuka çıkmış.

Suratsız, neşesiz, saldırgan insanlar etrafımızda …

Bir de bu insanlardan hizmet bekliyoruz.

Doktor hanımın, ayağa kalkarak, saygılı ilgisi bir yana, masa başındaki beyin nezaketsizliği diğer yanda…

Eğitimli olmasına karşın mütevazi bir şekilde, insanca iletişim kuranlar bir yanda…

Kraldan çok kralcı olan masa başı elemanlar diğer yanda…

İşte ülke gerçeği…

Cahilin cehaleti ile sınanıyoruz.