Kuşadası Çanı tescillendi konulu haberimize gelen yorumlara bakıyorum da, toplum olarak okuduklarımızı anlamakta zorluk mu çekiyoruz, sorusunu soruyorum.

Oysa; haberde, bu çiçeğin bölgemizde ilk kez görüldüğünden söz edilmiyor.

Tam tersi, bu çiçeğin yeni bir türünün adının Kuşadası Çan Çiçeği olarak tescillendiği anlatılıyor.

Bazıları ise pek rahatsız olmuş Kuşadası isminden.

Söke Çanı diye tutturacaklar neredeyse.

Oysa ben de Sökeliyim, Söke’de Çan Çiçeğine rastlamış olabilirim, ancak aynı çiçek mi bilemem.

Botanikçi değilim, botanik bir bilim dalı…

Botanikçi bu çiçeği Kuşadası Çanı olarak belirlemiş, ama kimsenin umurunda değil. Herkes her şeyi biliyor.

Aslında çiçeği önemsemediklerinden, böyle bir haberin üst seviyede değeri olabileceğini de düşünmüyorlar.

Bakın; menekşe her yerde var, ama Afrika’da farklı…

Isparta’da gül başka, Selanik’te karanfil daha güzel…

Bazı bölgelerin kendilerine has çiçekleri, böcekleri olabilir.

Bu genelleme duygusu toplum olarak bizi zayıflatıyor, özensiz ve kültürsüz kılıyor.

Kuşadası Çanı hepimize hayırlı olsun…

Kuşadası Belediyesi, haberi sayfasında paylaşarak gereken değeri vermekle iyi yaptı.

Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’in dediği gibi, millet çakalına sahip çıkıyor, biz de çiçeklerimize sahip çıkalım.

Hiç fena olmaz…

Öte yandan, bu bilimsel buluşun bilimsel dergilerle yayınlanması Kuşadası için büyük reklam.

Milyonlar verseniz böyle bir reklamı yaptıramazsınız.

Demek ki neymiş, bir çiçeğin yaptığını binlerce insan yapamayabilirmiş.

Kuşadası’nın bilimsel alıntılara konu olmasına sevinelim

Kuşadası’nda çanlar sevgiyle, dostlukla çalsın