Subliminal mesajlar vermeyi hiç sevmem.

Bir yöneticiyi eleştirecek isek, ya da övecek isek mutlaka ismini vermeliyiz.

Bu gazeteciliğin etik kurallarından biridir..

Saçma sapan tanımlamalarla suyu bulandırmak, yakışık almaz…

Kuşadası’nda “ortak akıl” ile yapılmaya çalışılan hizmetler var…

Eleştirecek, ya da övecek isek, bunları yazalım..

Kişisel bir takım tartışmalar, Kuşadası’nın ortak aklını baltalamaya yönelik..

Oysa bir süredir Kuşadası’nda akıllıca işler yapılıyor.

Sokak hayvanlarına haybulans, kısırlaştırma ve barınak hizmetleri üst düzey bir biçimde veriliyor.

Okullardaki sebil su uygulaması beğeni topluyor.

Yaş almış vatandaşlara temizlik, kuaför hizmetleri sunuluyor.

Sayısız kültür, sanat etkinliği ve festival düzenleniyor.

Bunlar hakkında tek kelime etmeyenler, subliminal mesajlarla, Kuşadası’nı karıştırmaya çalışıyor.

Kuşadası’nda yaşamayan, kente üretilen hizmetlerden faydalanmayan insanların bu nefreti ve hevesi beni inceden inceden düşündürüyor.

Acaba, Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’in kentte oluşturmaya çalıştığı “ortak akıl” birilerini rahatsız mı ediyor?

Başarısızlıklar üzerine bir senaryo mu üretiliyor?

Açıkçası, ben Kuşadası’nın ortak akıl ile yönetilmesinden yanayım.

Bir kuyuya taş atmak için yola çıkmış kişilerin, gerekli gereksiz vermekte oldukları subliminal mesajlar tercihim değil.

Kuşadası, her geçen gün daha da geniş bir çerçeveye dahil ettiği projeler ile yeni değerler kazanmalı…

Kuşadası halkının ihtiyaç duyduğu yegane şey “ortak yaşam alanları ile anlam kazanan kentlilik kültürü”

Birlikte çalışma, üretme ve kenti hak ettiği değere kavuşturmak varken, boş işlerle uğraşanların kendilerine taş atacak başka bir ada aramalarını öneriyorum…

Kuşadası bizim sevdamız…

Kuşadası gözümüzün gördüğü en güzel gökyüzü…

Kuşadası adım attığımız en değerli yeryüzü…