DOLAR
Alış: 39.27
Satış: 39.43
EURO
Alış: 45.39
Satış: 45.58
GBP
Alış: 53.15
Satış: 53.54
Bir Çocuğun Görünmez Yaraları-2
Çocukluğun sessiz savaş alanında, en derin yaralar gözle görülmez. Çocukluk döneminde bakım verenlerle kurduğumuz ilişkiler, bir ömür boyu duygusal DNA’mızı oluşturur. “Duygusal ihtiyaçları karşılanmayan, sevgiyi koşullu gören ve ebeveynlerinin duygusal fırtınalarında savrulan çocuklar, hayatta kalabilmek için ‘başkalarını memnun etme’ zırhını kuşanır.”
Bir çocuk ebeveyninin öngörülemez duygusal patlamalarına maruz kaldığında, bunu varoluşsal tehdit olarak görür. Kendi ihtiyaçlarını bırakan ‘’Mini yetişkin’’, ebeveynin duygularını yönetmeye çalışan, ‘’sürekli tetikte olan duygusal bir diplomat’’ a dönüşür. Zamanla “başkalarını mutlu edersem güvende olurum” inancını içselleşir. Koşullu sevgiyi öğrenen bu çocuklar ‘Sevilmek için mükemmel olmalısın’ mesajını içselleştirdiğinde, kendini başkalarının gözünde kanıtlama tuzağına düşer.” Uyum, artık hayatta kalmanın bedeli olmuştur. Kültürün dayattığı ‘iyi çocuk’ mitleri, bu uyum stratejilerini derinleştiren görünmez duvarlar örer.
Çocuklukta giyilen bu zırhlar, yetişkinliğin otomatik tepkileri haline gelir. Pasif, zayıf ve onay arayışında sanılan yetişkin bireyin asıl otomatik düşüncesi, ’’ İnsanları memnun eden biri olacağım, çünkü bu hayatta kalmak ve ergenliğe ulaşmak için gerekli’’ öğretisidir. Bu tepkilerin en belirgin özelliklerden biri, sınır koymakta yaşanan zorluktur. “Hayır” demek, suçluluk ve korku uyandırır çünkü kişi, reddedilme veya sevilmeme endişesi taşır. Bu nedenle ‘’başkalarını memnun etmek için kendini tüketen bir yaşam tarzı ‘’ gelişir. Başkalarının beğenisini kazanmaya çalışan, kendi isteklerini bastıran bir kişilik yapısı oluşur. Bir diğer sorun, kronik kaygı ve öz-değer eksikliğidir. “Yeterince iyi miyim?”, “Beni gerçekten seviyorlar mı?” gibi sorular zihni meşgul eder. Kişi, kendi kimliğini başkalarının gözünden tanımladığı için içsel bir boşluk hisseder. Bastırılan duygular ise zamanla pasif-agresif davranışlara veya ani öfke patlamalarına dönüşebilir. Ancak bu tepkilerin farkına varmak ve değiştirmek kişinin elindedir. Küçük denemelerle sınır koymaya başlamak, zamanla “hayır” demeyi kolaylaştırır. Unutulmamalıdır ki sürekli fedakârlık yapmak, ilişkileri değil, kişinin kendisini tüketir.
“Çocukken hayatta kalmak için giydiğin zırh, şimdi nefes almanı engelliyor ise belki de artık onu çıkarmanın ve gerçekten ‘’yaşamanın’’ zamanı gelmiştir.” Çünkü gerçek güvenlik, başkalarını mutlu etmekte değil, maskenin altındaki yaralı çocuğa “artık güvendesin” diyebilmekte yatar. Sevilmeyi hak etmek için uyumlu ya da mükemmel olmak gerekmiyor. Siz, sadece siz olduğunuz için değerlisiniz.
Cem İnak Klinik Psikoloji YL-Danışman
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Benzer Yazılar
-
KOCAMAN KOCAMAN ADAMLAR
-
Bir Çocuğun Görünmez Yaraları – 3
-
BARIŞ İÇİNDE YAŞAMAK
-
İKİ GAZETECİ, ÖNEMLİ GÜNDEM
-
Bir Çocuğun Görünmez Yaraları-2
-
YAŞARKEN SAHİP ÇIKMALI
-
SEZON NOTLARI
-
TUR OTOBÜSLERİ SORUNU
-
Bir Çocuğun Görünmez Yaraları
-
FERDİ ZEYREK’İN ARDINDAN
-
KUYUTAŞ MI MANGALA MI?
-
AYDIN KİTAP FUARI NOTLARI