DOLAR
Alış: 39.27
Satış: 39.43
EURO
Alış: 45.39
Satış: 45.58
GBP
Alış: 53.15
Satış: 53.54
Bir Çocuğun Görünmez Yaraları – 3
Çocukluk, insanın en savunmasız olduğu dönemdir. Bir çocuk için ebeveynleri dünyayı anlamlandırdığı ilk ve en önemli kaynaktır. Onların tutumları, çocuğun zihninde ‘’güven‘’kavramının temellerini atar. Ancak bu temeller bazen çatlaklarla doludur. Çocuk büyürken bu çatlakların üzerine inşa etmek zorunda kalır hayatını. İnsan ilişkilerinde sürekli hayal kırıklığı yaşayan yetişkinlerin çocukluk yıllarına bakıldığında, genellikle bir gün sarıp sarmalayan, ertesi gün nedensiz yere öfkelenen ‘’tutarsız ebeveyn’’ figürleri görülür… Akşam ödeve yardım ederken ‘’ aferin çocuğum ‘’ , sabah ise aynı deftere ‘’bu ne saçmalık’’ diyen ebeveyn ilişkisinde çocuk, bu belirsizlik karşısında şaşkına döner ve davranışlarına nasıl tepki alacağını kestiremez. Bu belirsizlik, zamanla bir hayatta kalma stratejisine dönüşür: “Her ihtimale karşı herkese güveneyim, belki böyle incinmem’’.
‘’Aşırı korumacı’’ yetiştirilen çocuklar ise farklı bir ikilem yaşar. ‘’Cam fanus’’ etkisi ile dış dünyanın tehlikelerinden habersiz, herkesin iyi niyetli olduğu yanılgısıyla büyütülürler. Gerçek dünya şoku ile bu pembe tablo ise paramparça olur. Oysa ‘’ihmalkar’’ bir ortamda büyüyen çocuk için ‘’terkedilmişlik hissi’’ ile dünya tehditlerle doludur. Her an incinebileceği beklentisiyle ‘’tetikte’’ yaşar. Bu zıt kutuplardaki her iki deneyim şaşırtıcı şekilde aynı sonuca varır: ‘’İlişkilerde sağlıklı güven sınırları oluşturamamak’’.
Bazı çocuklar için güven, ‘’acı bir ironi’’ye dönüşür. ‘’En çok güvendiklerinin sırtından vurduğu o an’’ ile yüzleşmek zorunda kalırlar. Bu yarayı sarmak için iki yol geliştirirler: ‘’Ya kimseye güvenmemek ya da herkese güvenerek kontrol etmeye çalışmak’’. İkinci yol seçildiğinde, kişi bilinçaltında tanıdık olduğu için hayal kırıklığını adeta kendine çeker. “İronik olan şu ki, bu aşırı güven duyma eğiliminin altında, bilinçdışı bir şekilde tanıdık olduğu için ‘hayal kırıklığına uğrama arzusu’’ yatıyor olabilir. Kendini feda eden bir vericilikle herkese koşulsuz güvenen yetişkinler aslında çocuklukta öğrendikleri senaryoyu bilinçsizce tekrar ederler: “Verdikçe sevileceğim” inancıyla derinlerde “Zaten incineceğim” beklentisi taşırlar. Bu paradoksal durum, kişinin farkında olmadan ilişkilerini sabote etmesine yol açabilir. “Bakın, yine haklı çıktım: İnsanlar güvenilmez” diyen içsel çocuğun kendini doğrulama çabasından başka bir şey değildir bu.” Yetişkinlikte bu kalıpları kırmak zordur ama imkânsız değildir. İlk adım, bu davranışların kökenindeki çocukluk ihtiyaçlarını fark etmektir. Güvenmek bir zaaf değil, insan olmanın doğal bir parçasıdır. Ancak güvenin koşulsuz ve sınırsız olması gerekmez. Sağlıklı olan, güveni aşamalı olarak inşa etmektir.
Her insan ilişkisinde risk vardır. Ancak bu risk, hayatı yaşanmaz kılmak yerine, daha anlamlı hale getirebilir. Geçmişin yaraları bugünün seçimlerini belirlememeli ve çocukken öğrenilen hayatta kalma stratejilerinin yetişkinlikte gereksiz hale gelebileceği unutulmamalıdır. ‘’Değişim’’ zordur ama değişmeyen tek şeyde O’dur. En derin yaralar bile zamanla iyileşir. Önemli olan, o yaraların hayatı yönetmesine izin vermemektir. Güvenmek cesaret ister. Ama ‘’asıl cesaret’’, güvenmeyi bilmek kadar, güvenilmeyi hak edeni seçebilmektir.
Belki de gerçek iyileşme yıkıntıların arasındaki taşları tek tek ele alıp hangisinin sağlam, hangisinin altından akrep çıkacağını artık ayırt edebilecek kadar büyüdüğümüzde, o çocukluk kalelerinin enkazında kendimizi bulmakla başlar. Yani bu sefer kaleyi tek başımıza değil, güvenilmeyi hak edenler ile birlikte özgürlüğe açılan bir kapı olarak inşa edeceğimiz zaman geldiğinde… Çünkü artık yalnız da değilsiniz.
Cem İnak
Klinik Psikoloji YL-Danışman
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Benzer Yazılar
-
KOCAMAN KOCAMAN ADAMLAR
-
Bir Çocuğun Görünmez Yaraları – 3
-
BARIŞ İÇİNDE YAŞAMAK
-
İKİ GAZETECİ, ÖNEMLİ GÜNDEM
-
Bir Çocuğun Görünmez Yaraları-2
-
YAŞARKEN SAHİP ÇIKMALI
-
SEZON NOTLARI
-
TUR OTOBÜSLERİ SORUNU
-
Bir Çocuğun Görünmez Yaraları
-
FERDİ ZEYREK’İN ARDINDAN
-
KUYUTAŞ MI MANGALA MI?
-
AYDIN KİTAP FUARI NOTLARI