DOLAR
Alış: 39.61
Satış: 39.77
EURO
Alış: 45.49
Satış: 45.67
GBP
Alış: 53.03
Satış: 53.42
Bir Çocuğun Görünmez Yaraları -5
Kardesimle aynı evde büyüdük ama…. Aynı ailede büyüyen kardeşler, yüzeyde benzer deneyimleri paylaşıyor gibi görünse de, her birinin gelişimi ve aile içindeki konumu benzersizdir. ’’Aile bir bahçe, kardeşler ise farklı topraklarda sulanan bitkiler gibidir.’’ Çünkü çocuklar ebeveynlerinin sevgilerini deneyimleyemez. Sadece ebeveynlerinin varlıkları üzerinden kendi duygusal DNA’larına etkilerini deneyimlerler. Bu sebeptendir ki ‘’hiçbir kardeş aynı ebeveynlere sahip değildir’’ ve ‘’hiçbir kardeş aynı çocukluk dönemini yaşamaz.‘’
“Ebeveynler bir ‘’ayna’’ gibidir; her kardeş farklı bir yansıma görür. Ancak bu yansımalar, aslında aynı evin sahnesinde oynanan bir ‘’tiyatro oyunundaki roller’’ gibidir: Senaryo aynıdır, ama her çocuk farklı bir karakteri üstlenir.” İlk çocuk ‘’deneme-yanılma’’ sürecinde ebeveynlerinin kaygıları ve mükemmeliyetçi beklentileri altında başarı baskısı yaşar. Ortanca çocuklar ya da ikiz kardeşler ‘’rekabet’’ döngüsünde kendini kanıtlama ve ya gözden kaybolma stratejileri geliştirir. En küçükler ise bu özgürlükten yararlanır ya da özgürlüğün bedelini disiplinsizlik sanarak ödeyebilirler.
Mizaç farklılıkları ebeveynlerinin tutumlarını belirler. Daha sakin kardeşe daha az müdahale edilir. Aktif kardeş ise daha sık disipline edilir. Duygusal açıdan tepkisel kardeş ‘’sorunlu’’ etiketi altında öz-güven zedelenmesinin ilk kırıntılarını toplamaya başlar. Her bir çocuğun farklı yapısı ve davranışları aile içindeki yetişkinlerde farklı duygusal etkiler bırakması da bu sebeptendir. “Bir de cinsiyetin dayattığı kız çocukları ‘korunmalı’’, erkek çocuklar ‘güçlü olmalı’ etiketleri vardır.” Ayrıca kız ve erkek çocuklara karşı ebeveynlerin yaklaşımları da değişkendir. Ebeveynlerin bağlanma stilleri ve çocukluk travmaları da kardeşler arasında farklılık yaratır. Çocukken ihmal edilmiş ebeveyn ilk çocuğa aşırı korumacı olurken, sonraki çocuklara mesafeli olabilir.
Ebeveynlerin çocukları ile ilişkileri, kendi geçmişlerinde etkilenir. Bu farklılıklar çocukların duygusal DNA’sına ‘’korumacılık ‘‘ya da ‘’mesafe’ ’gibi farklı genler ekler. Boşanma, göç ya da aile içi kayıplarda ilk çocuk ‘’güçlü ol’’ baskısı ile yalnız kalır. Küçük kardeş ise ‘’daha sevecen’’ tavır ile karşılaşabilir. Oysa ergenlik içindeki çocuk bu durumu daha travmatik yorumlayabilir. Hatta ailenin ekonomik dalgalanmaları kardeşlere ‘tutumluluk’’ ya da ‘’sınırsızlık’’ gibi farklı miraslar bırakır. Sosyal çevre ise bu farklılıkları pekiştiren bir yankı odasıdır. Çocukluğun sonunda aynı evin içinde büyüyen kardeşler, aslında aynı ailede yaşamamıştır. Her biri farklı bir ebeveynle, farklı kurallarla ve farklı bir dünyayla tanışır. İlk çocuk, ebeveynlerinin “ilk heyecanı” olmanın yükünü taşırken, ortanca çocuk görünmezliğin gölgesinde bekler, en küçükse özgürlüğün bedelini bazen sorumsuzlukla öder.
“Çocukluk bir kalıptır; yeniden şekillenmeye hazır olana dek bizi sarmalar. “Yetişkinlikte bu dinamikler ile yetişen kardeşler bezen çocukluk rollerine sıkışıp kalır, kimi kardeşler ise özgürleşir…” İşte bu yüzden farkındalık yaraları iyileştirebilir. Çünkü yetişkinlik, çocukluğun kaderi değil, yeniden yazılabilecek bir hikâyedir.” Ve gerçek kardeşlik, duygusal DNA’mızı yeniden yazarken birbirimizin aynı ailede bile farklı büyüdüğümüzü kabul etmekle başlar…
Bütün bunlar anne-babanın çocuklarını sevmediği anlamı tabii taşımaz. Onlar çocuklarını “aynı” sevmek zorunda değil; ancak onları “eşit” anlamak zorundadırlar. Çünkü ‘’sevgi, adil davranmaktan geçer’’. ‘’Adalet ise herkese ihtiyacı kadar vermektir.’’ Ebeveyn olarak “çocuğumuzun mizacını keşfederek çıkacağımız yolda onlara; ihtiyacı olanı vermeliyiz, aynı olanı değil..
Cem İnak Klinik Psikoloji YL-Danışman
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Benzer Yazılar
-
SABIRLA BEKLİYORUZ
-
Orman Yasası Aşılmadıkça Yaşanılır Bir Dünya Oluşamaz
-
Bir Çocuğun Görünmez Yaraları -5
-
FUHUŞ OPERASYONUN ARDINDAN
-
EĞİTİM VE SORUNLARI ÜZERİNE
-
KÖTÜCÜL HEZEYANLAR
-
İnsan İlişkilerindeki Değişimin Diyalektiği. (4)
-
Bir Çocuğun Görünmez Yaraları – 4 İç Ses
-
ESNAF ODASI SEÇİMLERİ VE GÖZLEMLERİMİZ
-
KUŞADASI’NDA KONGRE HAREKETLİLİĞİ
-
KOCAMAN KOCAMAN ADAMLAR
-
Bir Çocuğun Görünmez Yaraları – 3