Yazılarımı takip edip okuyan dostlar benim orman yasasına sıkça vurgu yapmamdan belki de sıkılacaklar. Ama günümüz dünyasında olup biteni, devletler arası ilişkileri, hatta toplum içinde güç dengelerinin pratiklerinin ve sınıfsal konumlanışların zorunluluğunu anlamak bakımından bu yasayı- kavramı merkez almak zorundayız. Türümüzün orman yasasından uzaklaşıp uzaklaşmadıgını, uzaklaştıysa ne kadar mesafe aldığını anlayabilmemiz için dünyamızda oluşagelen durumlar ile orman yasası arasında mukayese yapmak yardımcı olabilir Türümüzün içinden geldiği orman hukukundan ne denli uzaklaşıp ne düzeyde insanlaştığını anlamamızın en kestirme ve bilimsel yolu bu mukayesedir.

ABD, İsrail eliyle Ortadoğuda yeni bir durum yaratmış bulunuyor. Suriye ve Gazze’den sonra İran çökertilmek ve dağıtılmak isteniyor. Gerekçe nedir? Güya İran nükleer silahlar geliştiriyormuş! Irak’a saldırdığında da aynı iddiaları vardı hatırlayacağımız üzere. Iyi de bu gerekçeyi dillendirip saldıran ABD ve İsrail bu silahlara sahip ve üretmeye devam ediyorlar. Başka bir kaç ülkede de aynı silahlar var. Bu nasıl bir iştir peki? “Bende var, ben üretebilirim ama sende olmayacak, sen üretemezsin !” diyor ABD. Neden ama? “Çünkü ben güçlüyüm! Ya benim dediğim olacak ya da ben seni yer yutarım.” diyor güçlü olan.

Ormanda- doğada hayvanlar aleminin davranışlarını gözlemleyenler güçlü olan hayvanların kendisinden güçsüz olanları yiyip yutarak bir yaşam sürdürdüklerini görürler. Ormandaki bu durumu ve davranışı yadırgamayız. Çünkü hayvanlar alemi bu yasa üzerinde var olabilir ve varlığını da ancak bu yasayı en acımasız şekilde uygulayarak sürdürebilir. Peki insan topluluklarında bu yasa neden yürürlüktedir? Türümüz insan olduğunu, hayvanlardan farklı ve üstün olduğunu savunmuyor mu? Hayvanlarla aynı düzlemde anılmayı bir aşağılanma ve hakaret olarak algılayan türümüz neden bu yasanın çekim merkezinden çıkamıyor? Neden insan olma iddiasına denk ve kendine has İNSAN YASASİ geliştiremiyor?

Gazze’de, Ukrayna’da, İran’da, Yemen’de… ve daha onlarca bölgelerde güçlü olanların güçsüzleri sırf kendileri daha iyi ve zengin yaşasınlar diye öldürmeleri ile bir sırtlanın Ceylan sürüsüne saldırıp yakaladığını boğazlaması, yiyip yutması arasında bir fark olduğunu kim söyleyebilir? Dünyada yaşayan tüm insanların onurluca, eşit ve ahlaklı bir yaşama ihtiyacı vardır. Özgürce, onurlu, eşit ve dürüst bir toplumlar yaşamı orman yasası tam olarak terk edildiğinde olabilir ancak. Gelişen insan beyni, bilgi ve bilişsel beceri yetenegi, er geç orman yasasını aşmayı dayatacak ve insanlık ailesi “İnsan Yasası” nı mutlaka geliştirip genel geçer hale getirecektir. İnancımız ve umudumuz bu.

Başka türlü bir gelecek ve dünya yaşanılır olamaz. İnsan türünün bulunduğu tarihsel eşik orman yasasını ve çarpıcı sonuçlarını bilince çıkarma ve onu terk ederek onurlu insanca yaşam için “güçte eşitliği” sağlayan yasayı geliştirme eşiğidir. Hızla büyüyen-çoğalan bilimsel bilginin yol açacağı sonuç onurlu, özgür ve eşit bir toplum yaşamı olmak zorundadır. İyimser olmak için elimizde dayanacağımız şey bilimsel bilgi ve gelişen evrensel sosyal duygulardır. En başta da empati duygusu ve yeteneginin gelişimidir. İnsan yasasının gelişecegi bir dünya düzeni umudu ile…

Doğan Karaağaç

23 Haziran 2025