Ana Sayfa Yazarlar 29.07.2025 207 Görüntüleme

Şair , Yazar

Zor Dönem Retoriği ve Akan On Yıllar

Yarım asrı geçti. 63 yaşındayım. İlk on üç yılı hadi saymayalım. Çocukluk dönemi, şeylerin ve olan bitenin fazla farkında olunamayan çocukluk dönemi diyelim. Ama son elli yıllı neredeyse mevsim mevsim anımsıyor ve biliyorum. Belleğimde yılların akışı capcanlı duruyor. Bu son elli yılda iktidarda kim olursa olsun hepsinin dilinde ” içinden geçtiğimiz şu zor dönem” retoriği hiç düşmedi. Rahat döneme ne zaman erecegiz diye düşünüyor insan.

Elli yıldan bu yana iktidarda olanlar istisnasız hepsi de ülkeyi iyi yönetemediler. Kendi iş bilmezlikleri ve beceriksizlikleri sonucu toplumda oluşan fukaralaşmayı, işsizliği, geçim sıkıntısının yarattığı dramatik sonuçları…ez cümle tüm sıkıntıları ” içinden geçilen bu zorlu dönem ” retoriği ile dile getirip toplumdaki tepkisel gerilimi- öfkeyi bu söylemle sönümlemeye yöneldiler. ” içinden geçilen şu zor süreç” söylemi ile toplumu sabretmeye, dayanılmaz yaşam koşullarına dayanmaya yönelttiler.

Daha basit bir ifadeyle söylersek topluma ölümü göstererek sıtmaya razı olmalarını telkin ve tavsiye ettiler. Her daim böyle oldu. Toplumda da “ölmektense sıtma olalım ve sıtma ile yaşayalım ” şeklinde bir eğilim hep hakim oldu. Zaman akıp geçti. Altmışlı yıllarda doğup büyüyen bizler yaşlandık. Saçlarımız, sakallarımız ağardı, apak oldu. Geldik Dünya’ya ve göçüyoruz. Rahat bir yıl yaşayamadık. Bir mevsim bile dingin bir yaşamımız olmadı.

Darbeler, depremler, felaketler, işsizlik, yoksulluk, çatışmalar… say sayabildiğin kadar. Her zaman bir gerilim, huzursuzluk, endişeli hal, gelecek kaygısı, fukaralık bu toplumun yakasını bırakmadı. Sahi neden bu böyle oldu. Son elli yıl neden böyle geçti? Daha gerideki elli yıllar son elli yılla rahmet okutur, onlara girmiyorum bile. Yakın tarih olarak son elli yılla bakıyorum.

Toplum bu elli yıllı mutsuz geride bırakırken önümüzdeki gelecek olan elli yılla umutla bakabiliyor mu bari ? O da yok. Kimsenin geleceğe dair sevinçli hali, umudu yok. Peki bütün dünyada durum bizdeki gibi midir? Az-çok mutlu, huzurlu toplumlar yok mudur? Elbette vardır. Var olduklarına göre demek ki huzurlu bir toplum düzeni inşa etmek mümkündür. Bunun için işbaşına gelen yönetimlerin ” zor dönemden geçiyoruz” retoriğine sığınmaktan vaz geçerek ülke kaynaklarını ve imkanları doğru temelde ve bilimsel yaklaşımla değerlendirip sorun ve sıkıntıların oluşumunun önünü kapatması gerekir.

Denizleri, ovaları, ormanları, dağları, yaylaları, yer altı ve yer üstü zenginlikleri ile ülkemizin kaynakları başı dik, karnı tok, huzurlu , güvenli ve mutlu bir yaşamın oluşması için fazlasıyla vardır. Yeter ki işbaşına gelenler ehil, becerikli ve çalışkan olsunlar. Bilimi esas almak ve çok çalışmak mutlu toplum için gerekli ve yeterli sacayaklarıdır.

Doğan Karaağaç

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

İlginizi çekebilir

6 MAYIS’IN ANLAMI

6 MAYIS’IN ANLAMI

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil