Ana Sayfa Yazarlar 15.09.2025 30 Görüntüleme

Klinik Psikoloji YL-Danışman

Bir Çocuğun Görünmez Yaraları – 18 ‘’ Geçmişin ağırlığında ’’

Loş ve yansıyan şıkları altında serin bir salonda kaldırmaya çalıştığın ağırlığın üzerine geçmiş anılar, yükler ve hayal kırıklıklarını da takmış olabileceğinizi hiç düşündünüz mü? Spor yapmak ve özellikle yüksek ağırlıklarla çalışmak fiziksel olduğu kadar derin metaforik bir geçmiş yolculuğuna haline de dönüşebilir. Çocukluk travmaları, sadece zihinde değil, bedende de kayıtlıdır. Tehlike anında bedenimiz ‘’boyun eğme, donma, kaçma ya da savaşma’’ tepkisi verir. Eğer bu tepkiler tamamlanamazsa stres hormonları bedende hapsolur.

Yüksek ağırlık antrenmanı, bu hapsolmuş enerjiyi dışarı atmak, donma tepkisini “savaşma” eylemiyle tamamlamak için bilinçsizce seçilmiş bir yol olabilir. Bu nedenle bazı kişiler için ağırlık kaldırmak ve kendini sonuna kadar zorlamak aslında duyguları bir buzdolabında dondurmaktan farklı değildir. Ağırlığı her kaldırış acıyı, hüznü ve bu duygulardan doğan bastırılmış öfkeyi soğuk demire aktarmak yolculuğudur. Gelişen ve gerilen kaslar istenmeyen duyguların üzerine çekilen zıhlar haline gelir. Dış dünyaya karşı güçlü, yenilmez ve mükemmel görünmenin aracı haline gelen beden acı çeken ruhun mezarı haline dönüşüverir. Ağırlıklar geçici sığınak ve kendin ile yüzleşmekten bir kaçış yoludur.

Güçsüz, kırılgan, acı hissederken dışarıya güçlü görünme çabası bilinç dışında çatışma yaratacaktır. Ağır antrenmanlar yapmak duyguları bilinçaltına iterek onlarla yüzleşmemek için bastırma mekanizması olabilir. İçsel çatışmaları bir hedefe yönlendirmek te dışsallaştırma yolu ile aslında duyguları hedef tahtası haline getirmektir. Asıl hedefe yöneltilemeyen duyguların başka bir alana yönlendirilmesidir. Ebeveyni tarafından duygusal ya da fiziksel olarak terk edilmiş çocuk için insanlar artık öngörülemez ve dünya tehlikeli bir yerdir.

Kaldırabileceğiniz ağırlıkta ise kontrol hissiniz pekişir, güçlü ve terk edilemez hissedersiniz. Böylece duygularınızı geçici de olsa bastırmış olursunuz. Kırılma noktası ise bilinç dışı yaşanan çatışmanın fiziksel sakatlıklara yol açma olasılığıdır. Sakatlık sonucu ara verme ve güç kaybı sonucu anksiyete ve korkular katlanarak geri döner. Yıllarca fikirleri ve duyguları önemsenmemiş çocuk için ise iş yerinde yaşadığı sorunlardan kaçmanın yolu iş çıkışı spor yapmak olabilir. Fiziksel olarak güçlendiğini görmek duygusal olarak ezilmenin üstesinden gelme çabası olabilir.

Kırılma noktası ise performansta düşüş ya da istenmeyen kilo alma sonucu fiziksel görünümde değişme yetersizlik ve değersizlik hissini tetiklemesidir. Spor, özgüvenin test edildiği bir işkence aletine dönüşebilir. Antrenman bittiğinde ise adrenalin ve endorfin seviyeleri düşer. Bastırdığınız her şey sizi daha güçlü bir şekilde yakalayabilir. Bu, “antrenmanda dev, gerçek hayatta bir enkaz” hissine yol açabilir. Oysa sporu ne amaçla yaptığınızı gözden geçirmek, antrenman sonrası duygularınızı gözden geçirmek, profesyonel destek almak duygusal ve fiziksel sağlık için çok önemlidir.

“İşleme ve dönüştürme” aracı olarak spor yapmak acıyı bastırmak yerine, onu yakıta çevirmektir. Spor kaçış değil, yüzleşme ve iç görü alanına dönüştürülmelidir. Ağırlık kaldırmak, her tekrarda nefes alıp verilmesi ile bir çeşit meditasyon haline gelebilir. Dinlenirken fiziksel yorgunluk ve toparlanma hissi, hayattaki zorluklar ve onlardan sonra gelen toparlanma süreçleri için bir metafor olabilir. Her yeni kişisel gelişim, sadece fiziksel değil, zihinsel de bir zaferdir. Spor, yıkıcı duyguları yapıcı bir şekilde öz şefkate dönüştürme yoludur. İyileşmenin temeli ise ‘’artık tehlike yok’’ mesajını öğrenmekten geçer.

Yüksek ağırlıklarla çalışmak, geçmişin acılarını bastırmak için kullanıldığında, üzerine inşa edilen sağlam bir temel olmayan bir duvar gibidir; en ufak sarsıntıda yıkılma riski taşır. Ancak aynı ağırlıklar, o acıları anlamak, işlemek ve dönüştürmek için kullanıldığında, o duvarın sağlam, derinlere inen temelleri olur. Amacınız, ağırlığın altında ezilmek değil, onu kaldırarak kendi heykelinizi yontmak olmalıdır.

Gerçek güç, ağırlığı kaldırmak değil, onunla birlikte kendimizi de yukarı çekebilmektir. Çünkü asıl kaldırılması gereken en ağır yük, zihnimizin içindekilerdir ve onları hafifletmenin yolu, belki de ilk önce onları kucaklamaktan geçer.

Peki, “Siz spor yaparken kendinizi dinliyor musunuz? Yoksa kaçıyor musunuz?”

Cem İnak Klinik Psikoloji YL-Danışman

instagram.com/cem_inak

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil