Ana Sayfa Yazarlar 21.11.2025 153 Görüntüleme

Şair , Yazar

İlerleyişin Diyalektiği

İnsan türünün yolculuğu düşe kalka sürmekte. Hikaye grift, sancılı, çok ağrılı ve sızılı. Genetik kodlanmamız çok zayıf. Metebolik bağlamda trofik seviyemiz, tüm canlılar baz alındığında, ortanın da altında bulunuyoruz. İnekler ve balinalar ile eş ve paralel bir trofik aralıktayız.

Bundan dolayı zayıfız. Tek başına türümüzün hiç bir mensubu gezegende tek başına yaşayamaz. Yaşamaya güç yettiremez. Yaşayabilmek için toplum olmaya olan ihtiyaç mutlak bir ihtiyaçtır. Toplum halinde olmak ise bağrında kördüğüm sorunlar yaratır ve taşır.

Şunu belirtmeliyiz ki onbinlerce yıl önce ( takriben 70 bin yıl önce) insan türünün ataları işbirliği yapmayı öğrendiler. Bu öğrenme hayatiydi. Hayatta kalıp kalmamaları bu işbirliğini becerip becerememelerine bağlıydı. Yaşama arzularının sınırsızlığı ile ölüm korkusunun ağır basıncı altında insan türü işbirliğini öğrendi. Saldırgan ve yırtıcı diger canlılar karşısında birlikte iş tutma ve güç ortaklığı yaratmanın gerekliliğini düşünebilmeleri ve bunu pratikleştirmeleri insan türünün hayvansal zeminden çıkışını ifade eder. Yani insan olmaya yönelişi bu düşünsel ve pratiksel edinimle başlamış oldu.

İş ve güç birliği bilgi ve becerisi, kollektif davranmayı bilme ve becerme, ortak davranış örüntüleri geliştirmek türümüzün insanlaşma evriminde ilk ve en büyük sıçramayı- devrimi ifade eder. Bu ilk hamle olmasaydı türümüz Homo Sapiens yaşamda kalamazdı. Diğer akraba türler gibi kendisi de doğal ve suni seleksiyonla yok olup gidecekti. İş birliği ve güç birliği yapmak için bir araya gelmek, düşünsel ve pratiksel-fiziksel gücü birleştirerek yol almak insan türünün ana yürüyüş ve ilerleyiş biçimi dir. Bu biçim bir kaç bin yıl öncesine kadar sade, yalın, geliştirici, çevre ve koşullara karşı yaşatıcı ve özgürleştirici bir ilerleyiş biçimi idi.

Son beş bin yıldan buyana durum değişmiş bulunuyor. Sümer Rahip Kent devletlerinden bu yana, daha açıklayıcı bir anlatımla inanç örüntüsünün ortaya çıkışı ile durum yeni bir hal almış bulunuyor.

Artık işbirliği ve güç birliği başta izah ettiğimiz diyalektiği içermiyor. Artık yaratıcı, yaşatıcı, özgürleştirici olmaktan uzaklaşan ve uzaklaştıran bir fiil durumundadır.

Hem lokal bazda hem bölgesel bazda ve hem de küresel ölçekte yapılan iş ve güç birlikleri yapıcı değil yıkıcı, özgürleştirici değil kısıtlara yol açıcı, yaşatan değil yaşamı sonlandırıcı sonuçlar doğuran bir iş ve eylem haline gelmiş bulunuyor. Türümüz için artık zaman merkezileşme anlamına gelen işbirliğine gidişten kaçma ve uzaklaşmayı ifade eden merkez-kaç eğilime gidiş ve kaçış zamanıdır. Bu neden böyle gelişti? Merkezileşme neden artık yaşam kısıtları yaratan, köleci istençe yol açan bir pratik davranış halini aldı? Siyasal, sosyal ve inançsal kom’ lar özgür değil de köle ve iradesiz insanı neden ve nasıl yaratmaktadırlar? Kom’lar olmadan güç devşirilemez, güç olunamaz. Bu gerçeğin bir yüzü. Ama aynı zamanda Kom’lar özgür insanın oluşumu ve gelişimi önünde tam ve mutlak anlamda engeldir. İradesiz, ruhsuz, renksiz insan tipolojisine yol açmaktadır. Bu durumda insan türü yolculuğunun bu evresinde bu badireyi nasıl aşacaktır.

Devam edecek.

Doğan Karaağaç 21 Kasım 2025

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

İlginizi çekebilir

İKİ GÜNLÜK TABELALAR

İKİ GÜNLÜK TABELALAR

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil