Kuşadası’nın acilen yapması gereken bir iş var.
Belki de tek işimiz bu olmadı.
Tarihi evleri koruma altına almak ve restore etmek.
Bir önceki belediye başkanları M.Esat Altungün ve Özer Kayalı döneminde başlayan restorasyon çalışmaları, bu dönemde de devam etmeli.
Cami Atik mahallesinde çökme tehlikesi ile karşı karşıya onlarca tarihi ev var.
Bu evlerden birinin haberini bugün yaptık.
Oysa aynı hikaye ile onlarca haber yapılabilir.
Ne yazık ki ilçemizde sorunları tespit edecek bir basın ordusu yok.
Bizler elimizden geldiği kadarını yapıyoruz.
Yine de, dişe dokunur hiçbir haber yapmadan “bu kentin sahipleri nerede? Bu kent sahipsiz” şeklide sızlanmalarda da bulunmuyoruz.
Bir kentin sahibi, o kentte dün ve bugün yaşayanlardır.
Ne belediye başkanları, ne de Kaymakamlar şehrin tek sahibi değildir.
Aslında şehirler “mal” da değildir.
Şehirlerin ruhu vardır ve o ruh yaşayanlarda solunmaktadır.
TARİHİ EVLER
Kuşadası’nı ziyaret eden Alman tur operatörlerinin ilçede gezecek yer bulmakta zorluk çektiğini düşünüyorum.
Oysa gezilecek asıl bölgeler, tarihi evlerin bulunduğu Cami Atik mahallesinin sokakları olmalı.
Düşünsenize her ev bir müze yavrusu olarak restore edilmiş.
Kuşadası’nın bu şansı kaçırmadan tüm rotasını Tarihi Evler’e çevirmesi gerekiyor.
Bu bölgenin Şirince haline dönüşmesi mümkün.
Yeterki maddi kaynaklar bu tür işlere harcansın.
“Vur patlasın çal oynasın” şeklindeki eğlencelere değil.
AB’DEN DESTEK ALINABİLİR
Tam da Alman turizmciler ilçemizde iken gerekli temaslar yapılıp, AB hibe fonları ile restorasyon çalışmalarına geçilebilir.
Umarım bu yönde talep ve haberler çoğalır.
Kuşadası’nın sahibi geçmişte yaşayan kadim halklar ve bugün nefes alıp, verirken kentini düşünen insanlarıdır.

ZEYNEP İNAK