Her insan yaşamı şüphesiz acısı ve tatlısıyla türlü türlü hikayeleri barındırır . Ve bugün bahsedeceğim değerli insan 10 Ekim 1965 tarihinde yani bugün, Kuşadası’nın o zaman ki koşullarına paralel yaşanılmış bir acı hikayedir de aslında. O zaman ki Kuşadası sosyal ekonomik yapısını gençlerin maddi sıkıntılarını bizlere daha farklı da yansıtmaktadır.

Çünkü Kuşadası o yıllarda henüz turizm ile yeni yeni tanışıyor, ada halkı balıkçılık, tütüncülük ve zeytincilik ile daha ziyade uğraşıyordu. İşte böyle maddi zorlukların yaşanıldığı 1965 Kuşadası’nda, asker ocağına gidecek bir grup adalı genç, sadece asker harçlığını çıkarmak için Söke Doğanbey Karina bölgesinde balık avına gidecekti. O gençlerin tek derdi yalnızca “asker harçlığını kazanmaktı”. Malum o yıllar askerlik uzun ve bankacılık sistemi de bu kadar gelişmemisti.

Hiç kuşku yoktur ki o gençler tüm iyi niyetiyle çıktıkları bu 10 ekim balık avında, girdikleri karina dalyan da görevli bekçinin ateşine maruz kalacak ve arkadaşlarından sadece 45 gün sonra askere gidecek olan 20 yaşında ki Zihni’yi gözlerinin önünde kaybetmelerinin canlı şahidi olacaklardı. Burada ki acı ironi ise Zihni Gaymalı ‘nın asıl mesleği berber olup, o dönem ki Kusadası ekonomik yapısı itibariyle fakir adalı gençlerin asker harçlığı için balık avına çıkma mücadelesidir de. Ve o balık avında kapitalizme hizmet eden bir bekçinin aldığı can dır. Şüphesiz bu ülkenin her bölgesinde yıllarca buna benzer, acı yoksulluğun getirdiği hadiseler yaşanmıştır.

Bu duygular içerisinde 10 Ekim 1965 tarihinde o dönemin önemli konusu olan bugünü, amcam Zihni Gaymalı ‘yı ve o günkü gençlerin ekonomik zorluklarını anmak istedim. Ve bu vesile ile tüm ülkemizde yoksulluğun getirdiği dramların son bulması temennimiz ile. Mutlu huzurlu Türkiye diliyoruz. Amcam Zihni Gaymalı. Rahmetle ve sevgiyle.

Zihni Gaymalı