Ana Sayfa Yazarlar 29.12.2025 99 Görüntüleme

Klinik Psikoloji YL-Danışman

Bir Çocuğun Görünmez Yaraları 29 ‘’ Reddedilmiş Benliğin Öfkesi’’

Çocukluk ağacın kök saldığı toprağın sıcaklığı kadar soğukluğu da yetişkinlikte dallarının biçimini belirler. Kimi çocuk, sevginin güneşiyle filizlenir; kimisi ise sessiz bir gölgenin içinde görülmeden… Görülmemek, varlığının onaylanmaması, iç dünyada yankılanan sessizliktir ve bu sessizlik zamanla öfkenin yankısına dönüşebilir. Çünkü kabul görmeyen her duygu zamanla, içte sıkışan bir enerjiye, düzenlenememiş bir fırtınaya dönüşür. Ve o fırtına yetişkinlikte öfke örüntülerini yelkenine doldurarak ilerleyen bir gemiye dönüşüverir. O geminin gövdesi de filizlenen dalların gövdesinden inşa edilir.

Çocuğun varlığının reddedilmesi yalnızca sevginin eksikliği değildir; aynı zamanda “benliğin görülmeme” travmasıdır. Bu travma, gelişimsel süreçte kişinin kendi duygularını tanıma ve ifade etme kapasitesini sınırlandırır. (Fonagy & Target ; 1997) Erken dönemde benliğin görülmemesi sonucu oluşan varoluşsal boşluk çocuğun zihinsel durumları yansıtma kapasitesini zedeleyerek duygusal süreçlerinde kalıcı bozulmalar yaratır. Yani yetişkin bedeninde kendi duygusal gerçekliğinden uzaklaşmaya neden olur. Duyguların bastırılması, özellikle öfke gibi duyguların bilinçdışı düzeyde birikmesine ve zamanla içsel bir huzursuzluk hâline dönüşmesine yol açar.

Freud’a göre öfke, engellenmeye verilen tepkidir. Bu engel bildiğimiz dışsal engel değil, varoluşsal düzeyde ‘’ben olma hakkının engellenmesi’’dir. Benliğin ebeveynlerce reddedilmiş parçası, yani çocuğun en temel hakkı olan ‘’olduğu gibi kabul edilme hakkı’’ bilinçdışında tanınma ve onaylanma arzusu ile birlikte bastırılır. Viktor Frankl ise bu bastırılma ile oluşan boşluğu ‘’anlamdan kopuş’’ olarak açıklar. Her insanın doğuştan gelen ‘’kendini gerçekleştirme dürtüsü’ ’nün ‘’Ben burada ne yapıyorum?’’ sorusuna dönüşmesidir. (Frankl, 1959)

Öfke, doğası gereği bir sınır çizme ve benliği koruma çağrısıdır. Ancak olduğu gibi kabul görmeyen ve ebeveynlerince koşullu sevilen çocuk, öfkesini yaşam hakkı gibi bastırmayı öğrenir. Sevilmek ve onaylanmak için uyum sağlar. İstenen ve çizilen sosyal normlara göre iyi çocuk davranışları sergiler. Kendine ait olmayan bir gemide bilmediği bir seyahate çıkmıştır. Ne geldiği yön bellidir artık ne de gittiği…

Bu bastırma, zamanla içsel bir “psikolojik kasırga” ya dönüşür; Çocuk, duygu ve dürtü arasında sıkışır. (Linehan, 1993) Öfkesini ifade edemeyen çocuk yok edemediği öfkenin rüzgâr gibi yön değiştirdiğini, pusulasından saptığını ise asla anlayamaz. İçeriye yönelen rüzgâr kasırgaya dönüşmüştür ve geminin yelkenleri kaygı, suçluluk ya da kronik gerginlik ile dolmuştur artık.

Yetişkinlikte ise bu bastırılmış öfke, ilişkilerde yeniden sahneye konur. Freud’un “tekrarlama zorlantısı” olarak tanımladığı bu dinamik, bireyin bilinçdışı düzeyde geçmiş acısını yeniden üretme eğilimini açıklar. Çünkü bilinç dışı bilmediği mutluluktansa bildiği acıya yönelmeyi tercih eder. Duygusal ihmal yalnızca geçmişte kalmış bir seyahat değil, bugünde yeniden çıkılan bir yolculuktur. Birey bir yandan kabul görmemenin acısını taşırken, diğer yandan o acıyı görünür kılmaktan da korkar. Bu içsel çatışma, öfke patlamaları ya da soğuk mesafeler olarak kendini gösterebilir. Farkındalık kazanıldığında öfke bir yıkım değil, yeniden inşa çağrısına dönüşebilir.

Çocuklukta reddedilen varlık, yetişkinlikte hâlâ onay arar; fakat öfkenin dili yeniden öğrenildiğinde, bu duygunun sıkılan yumruklar ve şiddeti artan ses tonu gibi bedendeki sinyalleri fark edildiğinde bu arayış anlam kazanır. Travmatik geçmiş onu tanıdığınızda ve kabul ederek destek aldığınızda, öfkenin kökenini fark eden birey için artık zincir değil, kök olur. Çünkü bastırılmış her öfke, uygun zeminde dönüştürüldüğünde yaşam gücüne dönüşür. Belki de iyileşme, bir fırtınanın dinmesi değil, o fırtınanın içinde kök salmayı öğrenmektir.
En derin yaralardan bile, yeterince ışık aldığında filizler çıkar.

Cem İnak
Klinik Psikoloji YL-Danışman
instagram.com/cem_inak

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil