Elbistan ve Pazarcık merkezli, dokuz saat arayla gelişen, birincisi 7.7 ve ikincisi 7.6 şiddetinde olan deprem bütün toplumumuzu yasa boğdu. Yüzölçümü olarak neredeyse ülkemizin 1/5’ ini, nüfus olarak 1/7’sini kapsayan deprem, büyüklüğü ve etkisi bakımından bakıldığında insanlık tarihinin en büyük trajedilerinden biridir.

Yayılma alanı dikkate alındığında çok büyük bir coğrafyayı kapsadığı, Suriye, Lübnan ve Mısır’da da sarsıntının yaşandığını belirtmeliyiz. Elbistan ve Pazarcık depremleri ülkemizde 10 ilimizin sınırları içinde ağır tahribatlar ve yıkım yaratmıştır. Şu an itibariyle 16. 546 kişi can vermiş, 66.132 kişi de yaralanmış bulunuyor.

Henüz enkaz kaldırma, arama -kurtarma çalışmaları sürmektedir. Dileğimiz başka can kaybının olmamasıdır. Depremde can verenleri saygıyla anarken yaralılara acil şifalar diliyoruz. 12 Milyonu aşkın insanı (alan olarak) kapsayan Elbistan ve Pazarcık depremleri aslında 85 Milyon yurttaşımızın hepsini doğrudan etkilemiştir. İki depremin yarattığı büyük trajedi tüm yurttaşlarımızı da ağır ve derin, etkileri uzun yıllar sürecek olan toplumsal bir travmaya sokmuştur.

Toplum bilimi öğrencisi olarak bu gün ülkemizin şirin bir ilçesi olan Kuşadası’nda depreme karşı toplumumuzun refleksini izleme ve gözleme imkanı buldum. Toplum olma bilincinin, toplum duygusu ve duyarlılığının bunca yüksek olması karşısında büyük bir heyecan ve hayranlık duydum.

Aynı yüksek duyarlılığın bütün ülkemizde ve her bir yerleşkede yaşanmakta olduğunu da ayrıca belirtmek gerekir.

Kuşadası Belediyesi öncülüğünde geliştirilen depremzedelere yardım kampanyasına olan yoğun ilgi takdire şayan düzeyde sürmektedir. Her yurttaş gücü ve imkanları ölçüsünde katkı yapmak için adeta birbiriyle yarışmaktadır.

Bu durum toplum olma bilincinin ve yardımlaşma duygusunun yüksekliğini kanıtlaması bakımından son derece önemlidir.

Bu durum , Normalde bencil ve ben*merkez eğilime sahip olan , çıkarlarına göre davranış kalıpları geliştiren insan doğasının büyük felaketler oluştuğunda ben- merkez eğilimini geri plana atarak dayanışma ve paylaşmaya yöneldiğini, evrensel insan ölçeğinin müştereği olan vicdan ve merhamet duygularını ve empati kurma yeteneğini ön plana çıkardığını bize göstermektedir.

Dayanışma, paylaşma ve yardımlaşma duygu ve düşüncelerinin öne çıkması ve pratikleşmesi hem çok değerli ve hem de çok takdir edilmesi gereken bir durumdur.

Büyük trajedinin yarattığı derin travmadan çıkabilmek ve yaraları sarmak, öne çıkan evrensel duyguların-hümanizmanın daha da büyümesi, yardımlaşma ve paylaşımcılığın daha da artması ile mümkün olabilecektir.

Toplumumuzu bu gelişkin vicdan ölçülerinden ve duyarlılığından dolayı kutluyorum Ulusumuzun başı sağ olsun.

Doğan Karaağaç