Bir önceki yazımda, iktidar makamına sorular yöneltmiştim. Kendimce hak edilen sorulardı, cevabını da zamanla alacağız. Ancak ülkemiz gündemi öylesine yoğun , karmaşık ve çalkantılı ki; insan, neyi düşüneceğini, dert edeceğini şaşırıyor.

Depremle ilgili yaralarımız hala kanarken , iktidar baskısından bunalan vatandaşa “altılı masa” kayıtsız kalmadı o da başka bir deprem yarattı. Önce; Meral Akşener, çok sert bir açıklamayla masadan kalktı ve ilk şoku orada yaşadık. Muhalefetin geniş kesiminin umudunu yerle yaksan eden bu şok ile, dağılmanın eşiğine gelindi. Sonuç olarak, muhalefet bir kez daha bölünmüş oldu. Sonrasında bir gün içerisinde o kadar tuhaf bir duruma geçildi ki, size şöyle özetleyeyim. CHP’li bazı hesaplar Süleyman Soylu’nun Akşener hakkındaki konuşmasını paylaştı. Ümit Özdağ ayrıldığı İYİ Parti ile aynı çizgide açıklama yaptı. Muharrem İnce tarih vermiş tweetler attı. İyi partililer AK Parti’yi bırakmış CHP’ye muhalefet etmeye başladı. Yani muhalefet bloğunda tam bir kaos hali var.

VEBALİ BOYNUNUZA

Ben ise, bendeki yeni sorularımı bu sefer milyonlarca insanın umudunu kıranların muhataplarına sorayım.

Aday belirlemede neden bu kadar geciktiniz? Sadece aday belirlemede değil ilk defa cumhurbaşkanı aday ismi konuşmayı nasıl son 70 güne sıkıştırırsınız? Siz  Sayın Meral Akşener daha yapıcı olamaz mıydınız? Siz diğer 5 lider Meral Akşener’in masaya sunduğu anketlere bakmayı dahi neden ret ettiniz? Sayın Kılıçdaroğlu burada birleştiriciliği nasıl sağlayamadınız? Siz diğer parti liderleri, kişisel ikballeriniz alacağınız bir bakanlık , seçimleri riske etmekten daha mı değerliydi?

Bunun siyasi sonuçlarını elbet ödersiniz, ama bir neslin daha umutlarını yerle yeksan etmek üzeresiniz.

Vebali altınızın da boynuna..