Ülkenin enkaz altında kaldığını unuttuk. Bir anda deprem gündemden düştü. Kızılay’ın çadır ve gıda satışı unutuldu. Meral Akşener’in çıkışı gündemi tamamen seçim sürecine dönüştürdü. Mevcut düzeni savunanlar ve yeniden çürümüş iktidarın devamı hayalini kuranlar, büyük ikramiye kazanmış gibi sevinip bayram ettiler. Türkiye siyasi bakımda çok zor bir süreçten geçiyor. Millet ittifakı bir yol haritası oluşturdu. Bir siyasi vizyon geliştirdi. Ortaya çıkardıkları, üzerinde uzlaştıkları icraat planını kamuoyuyla paylaştılar.

Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünde ucube bir sistem olan Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilerek bir toparlanma dönemine dönüştürerek, siyasi hayatlarında kendilerine onurlu, gururlu bir çıkış yaratma şansı buldular. Millet ittifakı iktidara en yakın adayken son anda masa dağıtmanın kime yarayacağını bilmemek aptallık olurdu. Siyasette bu manevralar olur fakat bedeli de ağır olur. Hem milletine hem de tarihine olan bağlılığını ve saygısını kaybeder. En zor zamanlarında kendilerine omuz veren Kemal Kılıçdaroğlu’nu kendi belediye başkanlarıyla vurmaya çalışmak “geçmiş hukuku” çiğnemek demekti. Bugün ülke gündeminin en önemli maddeleri deprem, ekonomi, hayat pahalılığı ve enflasyondur.

Sorun kimin kazanacağından çok daha büyük. Çünkü Türkiye’yi gerileten politikalarla tek adamlık rejiminin bir beş yıl daha devam edip, etmemesidir. Mevcut iktidar seçimleri kazanırsa, mevcut zihniyetiyle ve yönetim tarzıyla devam edecek, beş yıl sonra Türkiye’nin normale dönmesi bugünkünden çok daha zor olacaktır. Şimdiye kadar sarsıldık, zarar gördük, acı çektik ,öldük, kutuplaştırıldık, soyulduk. Şimdiden sonra mahvoluruz. Ülkenin daha büyük kaosları kaldıracak gücü yok. Halk çok zorda, mevcut iktidardan memnuniyetsizlik had safhada. Muhalefeti bölmek, iktidarın ekmeğine yağ sürmek demekti. Bizler umutsuzluğa kapılırsak, bizler güçsüz görünürsek işte o zaman kaybederiz. Kamuoyu ve tabanın yüksek tepkisi sonucu yanlıştan dönüldü. Millet ittifakı bu kez bizzat millet tarafından kurulmuş oldu. Ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi “aynı inanç ve kararlılıkla yürüyüşümüz sürüyor”. Her ne olursa olsun bizler kazanacağız. Gün birlik günüdür. Gün beraberlik içinde birbirimize kenetlenme günüdür. Gün birlikte, omuz omuza mücadele etme günüdür. Gün azimle, inançla yürüme günüdür. Gün, kararlılıkla hedefe ulaşma günüdür. İnsanlık için, gelecek için gün mücadele etme günüdür. Asıl hedef AKP iktidarının 21 yılda kurduğu keyfi ve demokrasi dışı harami düzenden halk iradesiyle kurtulmak olmalıdır. Hayat devam ediyor. Halk asla umutsuzluğa prim tanımaz. Bu düzeni değiştirmeye karar veren halk, deprem bölgelerin de ve büyük kentlerin stadyumların da “hükümet istifa “sloganları atıyor. Halk kararını verdi. Düzeni değiştirecek. Halkın seçimlerde Tayyip Erdoğan düzenini değiştirme ihtiyacı büyüdü. Sorunlar dağ olmuş, yoksulların sayısı hızla artmakta ve ülke büyük depremin acıları içinde kıvranmaktadır. Gün,13.Cumhurbaşkanı Adayımız Kemal Kılıçdaroğlu’na destek verme günüdür. Elbet bir gün bitecek karanlık, aydınlık yakın..