Sevgili okurlar bu yazımda sizlerle Asya toplumlarında egemen olan kadına bakış üzerine sohbet etmek istiyorum. Öncelikle bir olgu olarak şunu belirtelim ; Dünya nüfusunun yarısı kadın mıdır ? Evet, kadındır. Dünya genelinde kadınlara yaklaşımda sorun var mıdır? Evet vardır. Gelişmiş toplumlarda kadının daha az sıkıntı yaşadığı doğrudur. Ama erkekle tümüyle aynı düzeyde ve aynı rahatlıkta olduğu ise söylenemez. Yani sosyal ve ekonomik olarak dünyanın en ileri uluslarında bile kadının erkek ile aynı özgürlük ve rahatlıkta olduğu, eşitliğin sağlandığı söylenemez. Kaldı ki bu ileri gelişmiş toplumlar dediğimiz dünya nüfusunun beşte birini ancak oluşturur. Demek ki kadına karşı erkek duruşu ve bakışında hastalıklı ve zorba tutum ve duruş sürmektedir. Şu tespiti rahatlıkla yapabiliriz ; Erkek cinsinin kadına yaklaşımında bir sahtekarlık vardır.

Asya toplumlarında bu durum daha da belirgindir. Popülasyon olarak bizler bir Asya toplumuyuz. Kadınları sözde ve güya çok severiz. Onlar analarımız, bacılarımız, kız kardeşlerimiz, kızlarımız, ninelerimiz, halalarımızdır. Onlar eşlerimiz, sevgililerimiz, düşlerimiz ve hayallerimizdir. Değil mi ya ! Onlar olmadan yaşamın ne anlamı olur ! Madalyonun bir yüzünde bunları yazarız. Peki nasıl davranıyoruz kadına karşı ? Fotoğrafı yakınlaştırıp madalyonun diğer yüzüne biraz bakalım. Kadını yeri gelir hor görürüz. Yok sayarız. İnsan yerine koymayız. Boyun eğdirmeye çalışırız. Aldatırız. Döveriz, söveriz. Bazı bazı taşlayarak recim ederiz. Onu kara çarşaflara sarındırırız, ruhunu karartırız. Olmadı yaşatmayız. Taşla, sopayla, bıçakla, silahla üzerine gideriz. Son günlerde gündeme gelen kız ve erkek çocukların ayrı okullarda okuması söylemi… Bedenen gelişkin ise çocuk yaşta kız çocuklarıyla evlenmede bir mahsur olmadığı söylemi… Bir kadının esas işinin çocuk yapmak ve bakmak olduğu söylemi vb. yaklaşımlar Asyatik erkek kişiliğinin kadına esas bakışını ifade eden ifadelerdir. Asyatik erkek tipolojisinin kadına gerçek bakışının dile gelişidir.

Sevgili okurlar bu sakat erkek zihniyetini spesifik olarak ele aldığımızda; Bu yaklaşımda merhamet var mıdır? Vicdan var mıdır? Hak hukuk, adalet ölçüleri ve duyarlılığı var mıdır? Empati kurma var mıdır? Bunların hiç biri yoktur. Peki bunların olmadığı bir yaklaşım ve zihniyete insani diyebilir miyiz? Diyemeyiz. İnsani diyemediğimiz bir davranış biçiminin gayri-insani olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Asyatik erkek kişiliğinin kadına karşı bu kaba, sahtekar, iki yüzlü yaklaşımı nüfusun yarısını oluşturan kadınların ezik, mutsuz ve kötü bir konumda yaşayıp heder olmalarına yol açmaktadır. Bu durum, yani kadının ezilmesi ve özgür olamaması gerçeği, insan soyunun en önemli ve en ayıplı bir gerçeği ve eksikliğidir. Bütün dünyada orta çağda kadına olan geri ve düşmanca yaklaşımın önemli oranda Asya, orta doğu, Afrika vb. toplumlarda sürüyor olması insanlığın büyük ayıbıdır. Erkek egemen zihniyetin toplumların yaşamında son bulması için ileri insanlığın geri insanlıktan daha fazla ve daha kararlıca çaba sarfetmesi gerektiğinin altını çizmek gerekir. En başta da kadınların özgürleşme yolunda daha kararlı ve ısrarlı bir çabanın içinde olmaları gerektiği açıktır. Özgürlüğün hayatın tüm alanlarında egemen olduğu bir dünya umuduyla.. yeni bir yazıda buluşmak üzere.

Doğan Karaağaç

21 Temmuz 2023