DOLAR
Alış: 34.44
Satış: 34.57
EURO
Alış: 35.95
Satış: 36.10
GBP
Alış: 43.12
Satış: 43.44
ALTIN KIZLAR BİR SIRADA 40 YIL
Yıllardır Kaya Aldoğan Lisesini, ögretmenlerimizi,okulumuzu anlatırım, anlatmaya da devam edicem. Yakın zamanda Cumhuriyeti ‘mizin 100.yıl kutlaması için yine efsane Bandomuzla ve okul yemegimizle bir aradaydık. Bizleri sizlere anlatırken,Sevgili ALTIN KIZLARI’ mızı yazmam bir görev oldu. Altın Kızlar diyorum ben onlara çünkü ONLAR bunu fazlasıyla hakediyor. Lisenin belkide altın madalyalarını boyunlarına hiç takamasalar da varlıklarıyla Altın Kızlar lakabını çoktan hakettiler. Onları tanıyınca ki bir çoğunuz tanıyorsunuz, tanımayanlarsa hayranlık ve imrenerek onları göreceksiniz.
Hadi gelin sizi anılar sandığıma götüreyim yine. Anılarımın en güzel resimlerini yaşanmışlıklarını onlarla yaşadım ben.
“Figen, sabah beni unutmayın bak, karanlık oluyor” “Tamam Şencan, 7 buçukta çık sen, Sevinç, Fezal, Gülderen ‘i alıp incez zaten evden, Aysen’ le Bahar okula yakın.” okul çıkışı ertesi günün sabah okul yolu programını yaparlarken aralarında olurdum. Ayyy derdim ablalarım her sabah ve her okul çıkışı hiç ayrılmadan okula geliyorlar. Ortaokuldalardı o zamanlar. Ben ilkokul. Ben de onlar gibi olmak istiyordum. Benimde oyle arkadaşlarım olsun, sabahın karanlığında toplana toplana okula gideyim. Bu dileğim yıllar içinde ablalarımın kardeşleriyle gerçekleşti. Ortaokula başladığımda kuzenim Şencan’la sabah kahvaltı ederdim sırf aralarına takılıp okula onlarla gideyim diye. “Hadi Yeşim,kızlar gelmek üzere, beklemesinler” deyince acele acele ederdim kahvaltıyı. Evin köşesinde bakardım kızlar geliyor. Ellerinde kitaplar, defterler, o zamanlar biz küçükler çanta taşırdık, onlar o günkü derslerin defter kitaplarını ve kalemkutusuna sarılmışlar… İşte yeni bir ekoldü. Bizler de bu ekolü onlardan sonra devraldık. “Figen, ev ödevleri sendemi, bak güzel yazsaydın, ödev kapagı falan unutmadın demi” derdi Sevinç abla, “Yok hazır hepsi, kapak ve haritalar Fezal’de, ders başlamadan dosyaları z.” “Dosyalar bende, dün kırtasiyeden aldım ben” diyen Şencan ablam. “Kızlar 2.ders matemetik yazılısı, yaa ne sorcak acaba, bak Sevinç ona göre küçük yazma bakarken göremiyoz, ben denklemlerde iyiyim, onlar bende merak etmeyin” diyen Fezal abla. ” “2.derste Edebiyat yazılısı, off arka arkaya napcaz kızlar, Aysen, Bahar, Şencan bak Edebiyat sizde” diye söylerdi Gülderen abla. Ve bütün bu konuşmalar yolda giderken olurdu. Yardımlaşma, destek.. Tabiki ögrencilerin klasik kopya sistemi. Kopya çekmeyen yoktur ögrencilik hayatında, ama bu Altın Kızlar’ın çalışmadıkları için degil, aksine günler öncesinde toplanıp, çalışıp sadece sınav korkusu, heyecan ve daha iyi olmak için yaptıkları bir yardımlaşmaydı. Hepsi okulun en iyi ve başarılı ögrencileriydi zaten. Heyecanla sınıflarına girerlerdi. Heyecanla teneffüse çıkmalarını beklerdim. 7 si birarda çıkarlardı. Hemen kantin, salçalı basma tost, çay ve sınav ktirikleri. ‘Tüh 2.soruyu eksik yaptım, “Figen sen yetiştirebildin mi?” “Şencan’ saol, 4.soruyu yanlış yazıyordum”…. Tenefüslerde okulun etrafında yürüyen, kimi zaman duvarına dayanıp ders çalışan 7 kız. Hiç ayrılmayan. Ve ve bando, gösteri grubu, basketbol çalışmaları seçmeleri.. İbrahim hocam önderliğindeki ilk listeler “Figen, Şencan, Sevinç, Fezal, Gülderen, Aysen, Bahar…”değişmeyen ilk 7 sıra. Onlar en iyilerdi çünkü. Her branşta. Bandoda, gösteri grubunda, basketbol takımında… Taş basketbol sahasında yoklukla antrenman yapıp,il şampiyonalarında 1.olup zoru başarmaları ve sadece kuru bir takdir belgesi verilmesi benim onlara ALTIN KIZLAR demem de gecikmiş bir Ahde Vefa’dır.
Ve hafta sonları,Cuma günü okul çıkışlarında hafta sonu planları, önce kütüphaneye gidilecek, ev ödevleri için Meydan Larousse lerden kaynak araştırılması, bunu yaparken Seviç, Aysen, Gülderen kitapları bulcak, Fezal, Şencan, Bahar, Figen yazıları geçircek. Kütüphaneden sonra gezmeeee.. Direk o zamanki Cafemiz La Maison(Mezon) a gidilecek, orda çay kahve içilecek… Klasik giysi, müzik ve genç kız muhabbeti yapılacaktı. Tabi ki ben takılırdım peşlerine. Yanlarından ayrılmıyordum ya. Her planı biliyordum. Ha bu arada, kütüphaneden sonra genelde Şencan ‘lara geçerlerdi. Kuzenimin evi tam sahile yakın ve parkın yanındaydı. Şencan’ larda kıyafet değişimi yaparlardı. Herkes o zamanki moda olan kazak, tişört.. Getirirdi. Hepsi zaten aynı beden. Birbirlerinin kıyafetlerini giyip, süslenip ve genellikle tek makyaj ürünü ruj ve göz kalemi sürülüp hazırlanıp çıkarlardı. Ama değişmeyen tek şey vardı. Kot pantolon ve kırmızı convers spor ayakkabılar. O iki şeyide onlardan miras aldık biz. Mezon Cafe de içeceklerin parasını toplu öderler, parası olmayanın lafı bile edilmezdi. Benimkinide öderlerdi. Kıyafetleri, ders kitapları, kalemleri gibi paraları da ortaktı. 7 yürekte atan tek bir KALP gibiydiler. Bazen parti yaparlardı. Parti dediğimde evde kız kıza, teyp dinleyip, çay demleyip, kek poğaça yapıp yemek ve o zamanki Hey, Pop dergisi alıp,heyecanla okumak ve şarkıcı posterlerini odalarına asmak için biriktirmekti. En sevdiğim etkinliklerinden biri buydu. Ben de katılırdım. Ögretmenlerin, şarkıcıların taklitlerini yapardım. Bana “Sen bizim maskotumuzsun.” derlerdi. Ve yıllar akıp giderken, onlar artık genç kız heyecanlarını yaşamaya başladılar. İlk aşk heyecanları, ilk çıkma teklifleri, ilk hoşlanmaları yaşamaya başladılar. Okulumuzun genç delikanlı yaşıtlarıda bu Altın Kızların biriyle” çıkıyorum ” gururunu yaşamak için birbirleriyle yarışır olmuşlardı. Ve klasik çıkma teklifleri, mektuplarını bunlara kimin aracılığıyla gönderirlerdi sizce? Tabi ki BEN. O abiler bana verirlerdi. Ben de bir koşu yetiştirirdim hemen. Ablalarım, heyecanla okuyup, kritik yaparlar, ve bana”Düşüncekmiş, veya kabul etmiyormuş “diye cevap yollatırlardı. Genellikle kabul etmezlerdi çıkma tekliflerini,”Okulda hocalar anlar, ailelerimiz görürse kızar, zaten biz arkadaşız çıkma da neymiş” diye düşünürlerdi.Şimdi ki kızlar gibi fütursuzca, saygısızca erkek arkadaşlarınıda küçük düşürmezlerdi. Belki küçük bir gülümseme, bir kalem hediyesi yapıp gönüllerini alırlardı. En önemlisi de, teklif yapan erkek arkadaşlarına kabul etmediklerinde toplum içinde veya dışarda asla hiç bir şey olmamış gibi davranıp, dostluklarını bozmazlardı. Bunu da bizlere miras bıraktılar.
Yıllar geçti… Onlar mezun oldu.. Sevdiler, evlendiler, hatta hiç unutmam Sevgili Figen ablanın eşi Bayram abi, o zamanlar Kuşadası Sporda oynayan ve sonrasında profesyonel futbolcu olup büyük takımlarda oynayan, teknik direktör olup iyi bir spor adamı olan Bayram Mercan abiyle ilk tanışmalarında Önder Campingteki yine bir kahve gününde ben de vardım. Futbolcular ya, havalı havalı geldiler kafeye, oturdular. Herkes onlara bakıyor. Ben bir an Bayram abinin Figen ablaya baktığını farkettim. “Figen abla, o futbolcu sana bakıyor,valla bak, gözü sende” deyince”Bakma sen, bize ne bakarsa baksın”dedi. O bakış..
O bakışla kalmadı. Bayram abi ALTIN KIZLAR’ın Figen ablasına eş oldu, Oğullarına baba oldu, torunları Mercan ‘a dede oldu. Ve en güzelide Figen Ablayı Bayram Abiye Hocamız İbrahim Kafadar istedi. İbrahim hocamıza boşuna babamız demiyoruz. Altın Kızlar ilk Figen abla evlendi, sonra devam etti, Fezal, Şencan, Gülderen, Sevinç, Aysen,Bahar.. Okudular ama, Avukat oldular, Yaşam koçu oldular, İş kadını oldular, bazıları tek başlarına hem ana, hem baba oldular çocuklarına… Aslanlar gibi ogulları, kızlarını yetiştirdiler. Başka şehirlere yerleştiler. Ama bunu yaparken asla vazgeçmedikleri tek bir şey oldu.
BİRBİRLERİ
Birbirlerinden asla vazgeçmediler. 40 yıl önce birlikte oturdukları sıralardan, İçtikleri kahvelerin 40 yıllık hatrına hala şaşmadan, ertelemeden, ne işleri olursa olsun bırakıp buluşup o kahveleri içmeye devam ediyorlar. Onlardan sonra bizler devam aldık sıralarını, okul yollarını, buluşmaları, çay partilerini, kot pantolon ve conversleri. Ve İbrahim babamızı, hocalarımızı. Onlar en başarılıydı En iyilerdi En en en lerdi. Bizler onların 40 yıllık dostluklarını, kardeşliklerini, kopmamalarını…onlar gibi sürdürmeyeceğiz belki ama en azından gözlerimizle görüp, ellerimizle dokunabildiğimiz ALTIN KALPLERİ yeter. Onlar kim mi? Adamızın kızları Arkadaşlarımızın ablaları, kuzenleri, Bando takımının, Gösteri takımının, Basketbol takımının Kaya Aldoğan Lisesinin En İyileri Dostluk,arkadaşlık, kardeşlik duygularının olmadığı bu yalan dünyada 40 yıllık birliktelikleriyle bu değerleri en saf, en temiz, en gerçek haliyle yaşatan Benim, bizim, şimdi de sizlerin 7 ALTIN KIZI. SEVGİLİ ALTIN KIZLAR Figen Ok Şencan Öge Sevinç Özyağcı Fezal İlaslan Aysen Yılmaz Gülderen Tonbul Bahar Adalıoğlu Hiç eskimeden Hiç eksilmeden Daha nice yıllarınız olsun. Anılar sandığımın ve yaşamımın en güzel yıllarına, resimlerine benide aranıza katıp sizlerin yanıbaşında büyümeme izin verdiğiniz için minnettarlık ve teşekkürümü anca sizleri anlatarak, yazarak yapabildim. ALTIN KIZLAR hepinize saygı ve sevgilerimle.
Maskotunuz Yeşim.
16 Kasım 2023
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Benzer Yazılar
-
YARDIM KAMPANYALARI NASIL OLMALI
-
KLİMA KULLANMAK ARTIK ÇOK ZOR !
-
İYİ PARTİ’DE FRENLER TUTMUYOR
-
ÇOCUK HAKLARI GÜNÜNDE GERÇEKLER
-
İYİ PARTİ NASIL KURTULUR
-
AİLE HEKİMLERİMİZE SABIR VE KOLAYLIKLAR DİLİYORUM !
-
KUŞADASI CHP’NİN ALTYAPISI
-
ORTAKLAŞA ÇALIŞMA YENİ PROJELER
-
SİZDE HİÇ VİCDAN YOK MU ?
-
SELÇUK VE KUŞADASI GERÇEĞİ
-
Doyumsuz İnsan Doğası Canlı Yaşamın sonunu Getirebilir
-
OPERASYONEL GAZETECİLİK