Kuşadası’na eğlenmek için gelen insanların aşırılığa ve taşkınlığa varan eylemlerinin kentin imajına büyük zarar verdiğini görüyoruz.

Dün gece de böyle bir olay yaşandı.

Her yerde Kuşadası’nda yaşanan silahlı terör olayının video görüntüleri yayınlanıyor.

Bu görüntülerin hangi amaçla servis edildiği bir yana, nasıl mücadele edileceği diğer yana.

Biz de yayınladık bu haberi ama ben ardından yaptığım yorumla Kuşadası imajını desteklemek ve çağrı yapmak istiyorum.

Kuşadası dün geceki haberlerden ibaret değil.

Yaşanan olayı Kuşadası’nın imajına zarar vermeden değerlendirmek gerek.

Eğlence anlayışımızın geldiği noktayı sorgulamak daha doğrusu.

Eskiden taşkınlıkla eğlenenlere maganda gözü ile bakılırdı.

Şimdi bir tek kelime bile edilmiyor.

Korkudan hepimiz sus pus olduk.

Komşumuza bile taşkınlık yaptığında laf edemez, sessiz olmaları yönünde ricada bulunamaz olduk.

Her yerde derebeylik anlayışı hakim.

Kuşadası’na özgü bir durum değil bu saydıklarım.

Trafikte, eğlencede, düğün, dernekte, kalabalıklarda hep bir sıkıntı var.

Asıl sorgulanması gereken de bence bu..

Dün geceki olayı böyle değerlendirmekte fayda var.

Silah meselesi de önemli.  Bu kadar yaygınlaşmasının Kuşadası ile alakasının olmadığını düşünüyorum.

Ülkenin hemen her yerinde aynı durum var.

Dün gece yaşanan olayın bir başka boyutu da var.

Olayı yaşayanların şikayetçi olmadığı yönünde duyumum var.

İşte geldik yine aynı noktaya…

Komşumuza bile hiçbir uyarıda bulunamayacak kadar içine kapanmış, hakkımızı aramaktan imtina eden bir toplum olduk.

Bence bunu da sorgulamalıyız.

Eğlence anlayışını kimleri rahatsız ettiğini sorgulamadan sürdüren ve sorgulanmasını da istemeyen, derebeylik hayatı yaşayan topluluklar Kuşadası imajını kirletememeli.

Kuşadası üç beş çapulcunun oyuncağı olmamalı.

Tepkimizi bence bu yönde ortaya koymalı ve korkmamalıyız.