Ana Sayfa Yazarlar 27.04.2024 357 Görüntüleme

Şair , Yazar

İnsan’ ın Çıkmaz Sokağına Dair

Sevgili okurlar bugünkü yazımda insan ve toplum gerçekliğine dair sizlerle sohbet etmek istiyorum. Esas olarak her insan Dünya’nın ve toplumun merkezine kendini koyar. Bu şu anlama gelir : Her birey özü itibarıyle ve sözcügün tam anlamı ile söylersek narsisttir. Kendine hayran ve kendine sevdalı olan insan doğası toplumcu ve topluma sevdalı olmaz ve olamaz. Böyle bir şey kendini yadsıması anlamına gelir ki bu da imkansızdır. Ancak ne var ki bencil insan ve doğasının bir büyük handikapı bulunmaktadır. O da şudur: Tüm canlı türler içinde tabiatin kanunları karşısında en zayıf en korkak ve yetersiz fizyolojik, biyolojik ve psikolojik özelliklere sahip olduğu için insan tek başına doğada yaşama tutunamaz.

Bu yaşamsal zorunluluk onu topluluk halinde yaşamaya mecbur bırakmıştır. Topluluk halinde olmak, iş ve güçbirliği becerisi ve bilişsel yetenegi sayesinde tabiatın en zayıfı olan insan tabiatın en güçlü canlı türüne dönüşmüştür. Ancak ne var ki tek başına yaşama yeteneginden yoksun olan insan birlikte yaşadığı toplumsallıkla uyumlu olmayıp çatışmalıdır. Hem toplumcu degildir hem de toplumla birlikte yaşamak zorundadır. Zıt kutupların hem zorunlu birlikteligi ve hemde aynı anda çatışması hali çok açık şekilde birey ve toplum gerçegınde ifadesini bulmaktadır. Bu tezimin özü şudur; insan toplumsallığı sevmemektedir ve ona karşıdır. Çünkü toplumsallık demek kurallar, normlar, yazılı ve yazısız yasaların cenderesinde yaşamaya mecbur olmak demektir. Ne var ki insan doğası sınırsız serbestligi istemektedir ve tabiat ana onu bu temelde genetik olarak kodlamıştır.

a) Bencil insan doğası toplumsallıkla uyumsuzdur ve uzlaşmaz çelişki içindedir.

b) Bencil insan doğası toplumsallığı ancak ve ancak kendi bencil çıkarlarına yaradığı ölçüde( yaradığı yere kadar) ve kerhen kabullenebilir. Bencilliğini ihya etmekten uzaklaştığı andan itibaren toplumsallıkla çatışır.

c) biz’ i ben’in yerine geçirme ve ikame etme çabası ve istegi insan doğasının temeli ve özü olan biyolojik, fizyolojik ve psikolojik yapılanması ile uyumlu bir istek degildir.

d) zorlama halinde toplumsalığı kabullenişi istemeyerek olabilmekte ve fırsatlar doğduğunda bencil insan doğası özsel mecrasına dört nala koşmaktadır. Bu tezim; insanlığın ezici çoğunluğunun temel özelligini ifade etmektedir. İstisnai ve münferit tutum ve yaklaşımların kaide olan çoğunluğun davranış ve tutumuna alternatif gösterilemeyecegi açıktır. Yeni yazılarda buluşmak üzere

Doğan Karaağaç

27 Nisan 2024

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

İlginizi çekebilir

AÇLIK, YOKSULLUK VE BÜYÜME!

AÇLIK, YOKSULLUK VE BÜYÜME!

Hazır Site web sitesi kurma webmaster By Uzman Tescil