Tarihte ilk kez bir olimpiyatta kadın ve erkek sporcu sayısı eşitlendi.

Salt bu nedenle Paris Olimpiyatları dünya için büyük bir öneme sahip.

Sosyal medyada sadece bizim sporcularımızın giysileri konuşuluyor ama dünyada bir ilkin yaşandığından çok az kişinin bilgisi var.

Dış görünüşe çok fazla önem veren bir ülke imişiz gibi, “olimpiyatlarda rezil olduk” telaşımız biraz komik oluyor.

Aslında tam da Türkiye’yi temsil eden giysiler tasarlanmış.

Bakkala pijama ile giden, gecelikle balkonda oturan, gömleğinin bağrı açık bir şekilde yollarda gezen biz değiliz sanki.

Olimpiyatların ana teması; insanlık ve dostluk.

Peki bunlar hakkında neden konuşmuyoruz.

Yoksa insanlığımızı ve dostluğumuzu mu kaybettik?

Paris’te birileri fark eder diye korkuyor muyuz?

Olimpiyat komitesi sporcuları seçerken adil davranmalı, oysa bizim seçimlerimiz sırasında da kavgalar çıktı…

Yani, Paris bize mesaj vermekten oldukça uzak kaldı.

Ben Paris’e Paris demem Paris benim olmayınca…

Paris’te bir ilk daha yaşanıyor.

Amatör ve profesyonel sporcular bir araya geliyor. Olimpiyatlar halka açık maraton haline dönüşüyor.

Katılımcılık teması da işleniyor.

Paris çok iyi bir tanıtım fırsatı yakaladı ve bunu iyi kullanıyor.

Gelelim Kuşadası’nın tek tanıtım organizasyonu Altın Güvercin’e..

Altın Güvercin’in bu yıl yapılmayacağı yönündeki bilgiler kesin değil.

Yapılabilir ama daha daha düşük bir bütçe ile deniliyor.

Ama; iyi mesajlar verilebilirse, düşük bütçe ile büyük işler de yapılabilir…

Bekleyelim, görelim…