Geçtiğimiz gün Kuşadası Belediyesi’nin “beslenme çantası” projesini beğendiğimi belirterek, Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’e bir teşekkür mesajı ile yazımı bİtirdim.

Vay efendim, nasıl teşekkür edermişim? Kuşadası Belediyesi’ne teşekkür etmeliymişim. Ömer Günel cebinden mi vermiş, beslenme çantasının maliyetlerini?

İş yerime gelerek, herkesin içinde bana bağırıp, çağırarak, bu eleştirileri yapan bir siyasetçi..

Daha doğrusu siyasetçi olmaya çalışan bir eski dost

Ben de durumu biraz da alttan alarak, kurumu temsil ettiği için Ömer Günel ismini de kullandığımı izah etmeye çalıştım.

Arkadaş, ikna olmadığı gibi işi daha da uzatıp, bizzat ismimi vererek kurtlar sofrası olan sosyal medyada kendi deyimiyle “topun ağzına koydu”.

Evet yeniden yazıyorum, Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’e beslenme çantası projesi için teşekkür ediyorum.

Her kurumun bir temsilcisi var.

O temsilcinin de ismi ve soyadı var.

Siz eleştiri yaparken Ömer Günel demiyor musunuz?

Kuşadası Belediyesi mi diyorsunuz?

Sabah kalkıyorsunuz; Ömer Günel, şöyle kötü, böyle kötü, böyle yaramaz, böyle başarısız.

Şöyle hatalı, böyle kusurlu…

Eminim eşlerinizin adını bu kadar anmıyorsunuz.

Şimdi benim bu yazımdan da başka başka anlamlar türetebilirsiniz, çünkü sizde sıkıntı büyük.

Ama sırf siz sıkılmayın diye kırk yıllık kalemimi değiştirecek değilim.

Ben eleştirirken de Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel diyordum.

Şimdi de Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel diyorum.

Sizin derdiniz bir isim.

Benimkisi ise seviyeli bir gazetecilik…