Eskiden metropollerde genellikle çok karışık olayların yaşandığı düşünülürdü.

Ahlaki yozlaşmanın da en çok büyükşehirlerde olduğu varsayılırdı.

Toplumlar modernleştikçe özünden ve saflıktan koptuğu söylenirdi.

Ancak, Narin olayını izleyince bunların doğru olmadığını, saf Anadolu köylüsünün filan kalmadığını görüyoruz

Buradaki değişime etken olan olgu salt feodalite olamaz.

Çünkü; feodal toplumlarda cinayet işlenir, erkekler hayat kadınlarıyla ilişki kurar, küçük çocuklar öldürülür, kaçak elektrik kullanılır, silah saklanır, mermi bulundurulur diye bir kural yok.

Narin’in köyünde ise bunların hepsi var.

Sanıkların cep telefonlarına indirilen uygulamalar, bir gazeteci olarak benim bile kullanmadığım uygulamalar.

Narin’in köyünde normal hiçbir şey yok, yasa dışılık hakim.

Bu nedenle de artık olanlara ve olacaklara şaşırmamak gerek.

Anadolu kasabalarına bile yasa dışılık, kural tanımazlık, anormal yaşam biçimleri hakim olmuş.

Hani Cem Yılmaz’ın bir sözü var.

Biz de kendimizi marjinal sanıyorduk.

Peki o saf Anadolu köylüsüne ne oldu?

İşte, gelin hep beraber bunu sorgulayalım.

Narin’in köyünü feodal deyip, normalleştirmeyelim.

Narin’in köyü feodal filan değil.

Narin’in köyü ne olduğu belli olmayan bir köy..

Dinci değil, muhafazakar hiç değil, sağcı değil, solcu değil… Değil, değil…

Narin’in köyü ne olduğu belirsiz, yeni bir toplumsal yapı..

Bu yapıyı tanıyalım ve feodal deyip geçmeyelim..