AK Parti iktidarı yerel yönetimler üzerindeki baskısını artırıyor. CHP’li 6 belediyenin SGK borcunu ödeyemedikleri gerekçesiyle hesaplarına haciz konuldu.

Aslında SGK’nın çok daha büyük alacakları var ve bunlara tüzel kişilik olmamalarına karşın onlarca istisna uygulama getirilebiliyor.

Neden bazı belediyelere haciz işlemi uygulanıyor, tam tersi ödemede kolaylık sağlanması gerekmez mi?

Bu beş şehir ülkemizin en nadide şehirleri.

Buralara hizmet gitmemesi; karda kışta belediyeden kömür, sıcak bir içecek ve burs talebinde olan vatandaşlarımızın mağdur olması anlamına gelir.

Kaldı ki, belediyelerin hesaplarına haciz konulması sorunların hiçbirini çözmüyor, daha da katmerli hale gelmesine neden oluyor.

İşte Kuşadası Belediyesi de, bu ekonomik baskı altında çalışıyor.

Bırakın sosyal medyada yazılıp, çizilenleri, iş yaparken 50 kez düşünen CHP’li belediyeleri eleştirenleri. Bir de gerçeklere bakın…

Antidemokratik uygulamaların tümü eleştirilmeli.

Hani muhalif sosyal medya sayfalarının birinde AKP’nin CHP’li belediyelere yönelik baskıcı uygulamalarına yönelik bir eleştiri okuyor muyuz?

Fotoğrafın bütününe bakılırsa, ülkede güçlüden yana olmanın sadece tek bir yöntemi yok.

Güçsüzü ve mağduru döverek, güçlüden yana olabilirsiniz.

Şu an, muhalif belediyelere uygulanan antidemokratik, baskıcı, ekonomik ve sosyal olarak cezalandırıcı uygulamaları protesto etmemek, sessiz kalmak, üç maymunları oynamak, belediyelerin dövülmesinden şahsi haz duymak sadece Kuşadası’ndaki muhalefete özgü olsa gerek.

Halkın cezalandırıldığı her uygulamanın karşısındayız.

Bu karşı çıkışımızın nedeni yandaşlıkla, yalakalıkla alakalı olmadığı gibi, tam tersi güçlüye karşı eğilmemenin ve dik duruşun bir gereğidir…

Bizce asıl dik duruş budur.